Yaşarsın bir altmış acılarla bazen sevgilerle dolu.

Yaşarsın bir altmış acılarla bazen sevgilerle dolu. Bazen bir hüzün kaplar bazen yeis. Bir olur güler yüzüne evlat senin olur. Bazen bir acı söz kırar ümitlerini sanki hayat acılarla dolu.

Ağlamak gelir içinden göz yaşların hüzünle dolu. Bazen dersin içinden ah keşkeler. Hayat boş ümitler yok olur. Kırılır içinden bir dal. Bükülür belin. Kimse bilmez seni açamazsın içini dökemezsin derdini. Baba dediğin ne ki ömrü acılarla dolu yol uzun çilelerle dolu.

Sanki çıktığın basamaklar dağ olur sana. Hayat dediğin ne ki. Bir pamuk ipliği gibi çürük. Bir yırtık elbise gibi eski. Buğulanır gözlerin dolar için. Yollar uzak virajlar keskin. Bitmişsin bir acı gibi ömür bitiyor bitik. Bozulmuş bağ gibi olursun üzümleri alınmış yaprakları dökük. Sen yaramaz olursun artık fazlasın dinlenmez olur sözü

n. Görmez olur gözün. Ne bilirsin tükenmişlik. Karalanmış bir defter gibi. Hayat dediğin ne ki. Sanki bitmez ömür gelmez yolun sonu. Beklersin bazen eceli teğet geçer.

Ömür pencerenden daha gideceğin yollar vardır. Rabbim yazmıştır kader yazın. Gidecek yolun süreceğin ömür vardır. Ama yetmez gücün yürüyecek derman kalmamıştır. Tekler motor döner teker. Ömür dediğin ne ki. Bir lokma ekmek bile geçmez boğazında düğümlenir her şey sanki fazladır sana. Bir hüzün acılarla kaplar içini. Ömür dediğin ne ki. Bazen güler bazen ağlarsın dolar için acılarla yanar için. Yürürsün yolları kimse yok yanında

Sanki hep baharı beklersin ömür yeşerecek güller açacak içinde bir hayal bir sada. Yalnız kimsesizsin ömür dediğin ne ki. Bundan sonra yalnız sadece yok olmuştur senin için renkli dünya. Siyah beyaz filim gibi.

Düğümlenir için sancılarla dolu günlerin. Demek ki yol uzun zaman kısa ne bir an ne bir saniye. Biter bir gün ömür dediğin ne ki.

Ne eşin kalır ne dostun. Yok olur sevdiklerin birer birer. Bir sen varsın birde amelin. Korkma gelecekten sağlamsa temelin. Hani nerde doldurduğun malın servetin. Yalnızsın şimdi sade cesedin. Hepsi boş hepsi rüya ömür dediğin ne ki.

Bir masal sanki bir varmış bir yokmuş. Hayat dediğin bu sanki kokmuş. Caddeler dolu yok sanki içinde kimse. Kimi çıplak kimi sarhoş. Sen işindesin kime ne. Sanki herkes birbirinden habersiz.

Dur ey yolcu değil yolun sonu. Dünya bu ya kimi garip kimi Leyla dolu. Leyla’sız kerem yoksa. Kerem’in çilesi ondandır. Bir lokma bir hırka geriye kalan ne ki.

Benim dediğin vatanında ikamet ettiğin şehrinde doğup büyüdüğün köyünde gidemediğin nereler var. Ömre ne kadarını sığdırdın. Hayat dediğin bir ömür Kaf dağı misali işte gidersin. Ömür dediğin ne ki.

Aldığın yol kaldığın ev. Bir zaman sonra geriye dön ve bak. Hepsi bir hayal hepsi bir rüya sadece anılar geçen acı ve tatlı günler. Bir varmış bir yokmuş misali. Ömür dediğin ne ki

Gözler buğulu görmüyor. Yollar uzun ayaklar gitmiyor. Dizde derman yok. Ağızda ferman yok her şey çok geç artık sözler bile geçmiyor. Ömür dediğin ne ki.

Yazan kalemin bile durur. Bükülür belin yorulur elin. Bir hece söyleye yetmez gücün. Şimdi yalnız şimdi kimsesiz ömür dediğin ne ki.

Sanma ki ben beyim. Bükülmez elim durmaz dilim. Geçmişten ders alın. Sanma ki masal niceler geçti eğilip te kulak verin.

Anlatır mezar taşları. Varın bazen oturup sorun. Konuşmaz ki kimse anlatmaz sana sen anlamazsan.

Sağlıcakla kalın esen olun.