Kırşehir…
Taşına, toprağına sevdalı olduğumuz güzel memleket. Ama ne yazık ki, içinde yaşamak gittikçe zorlaşıyor.
Bu şehir hizmet edene sahip çıkmaz oldu. Hizmet getireni alkışlamaz, yatırım yapana sıcak bakmaz hale geldi.
Gelen gelene, giden gidene…
Ama kalan hep aynı kafa: “Benim değilse, olmasın!” Kırşehir’de bir birlik yok. “Bir olalım, güçlü olalım” diyen kimse yok.
Dün yere göğe sığdıramadıkları insanlara, bugün düşman kesiliyorlar.
Dün yan yana yürüdükleriyle, bugün selamı kesiyorlar. Yerel medya desen, artık ahlaki çizgisini yitirmiş.
Doğruluktan uzak, çıkar odaklı, taraflı kalemler…
Bir müdür işini yapıyor, siyasiler devreye giriyor Bir belediye başkanı görevini yerine getiriyor…
Dedi kodular eksik olmuyor. Ama birileri hemen devreye giriyor: Sorgusuz sualsiz, tek taraflı haberler, algı oyunları…
Geçmişte de partizanlık vardı, yandaşlık vardı, ama halk bu kadar ayrışmamıştı. Şimdi şehir adeta ikiye bölünmüş: Bir yanda belediye başkanının yanında olanlar, diğer yanda her ne yaparsa yapsın karşı çıkanlar…
Kritik yok, sadece kör bir cepheleşme var. Son örnek, hepimizin gözleri önünde: Şehrin esnaf odası başkanına ait bir otel, belediye tarafından mühürlendi.
Sebep? Kurallara uyulmaması. Ama ne oldu?
Gerçek nedeni araştırmadan, belgeyi görmeden, tek satır resmi açıklama beklemeden haberler döşendi: “Belediye, iş insanının otelini kapattı.” Manşet büyük, ama içi boş.
Gazetecilik bu değil. Bir haberin görevi, halkı doğru ve tarafsız şekilde bilgilendirmektir. Selahattin başkanı halkla karşı karşıya getirmek değil.
Bir belediye başkanına vurmak için kurgulanan her haber, aslında bu şehre vurulmuş bir darbedir. Bir müdüre baskı kurmak, aslında devletin görev anlayışına zarar vermektir.
Ne belediye başkanı dokunulmazdır, ne de esnaf odası başkanı masumiyet zırhına sahiptir. Ama herkesin adil yargılanma, doğru anlaşılma ve açıklama hakkı vardır. Bu şehir artık şu soruları sormalı:
– Neden bu otel mühürlendi?
– Kurallar ihlal edildiyse, belediye görevini yapmış olmuyor mu?
– Basın, neden doğrulamadan haber yapıyor? Kırşehir’in en çok ihtiyacı olan şey, doğruluk ve vicdandır.
Birlikte kalkınmak için önce empatiye, sonra da dürüstlüğe ihtiyacımız var.
Kimin yaptığına değil, ne yapıldığına bakalım. Kimin başkanı olduğuna değil, kimin hakkı olduğuna odaklanalım.
Görevini adilce hakederek yapan müdürlerede sahip çıkalım.
Ve unutmayalım: Kurallar herkes içindir. Adalet kişiye göre değişmez.
Tarafsızlık, medyanın en kıymetli vicdanıdır.