Niye böyle bir başlık attık?
Son günlerde insanlar birbirlerine karşı o kadar seviyeyiz ve saygısız olmaya başladılar ki bizde bir hatırlatma yapalım istedik.
Çok değil biz hatırlayacağımız kadar 30-40 yıl geriye dönüp bir bakalım.
Kimler geldi kimler geçti bu yalan dünya hayatından.
İçlerinden belki de çok sevdiğimiz arkadaşlarımız, dostlarımız hatta aile bireylerimizden kimler çekip gitmediler ki içimizden.
Geriye yaslanıp bir bakıp düşünün.
Daha dün birlikte yiyip içtiğin gezip tozduğun, kahkaha atıp dolaştığın kimler alıp gitti bu hayat.
Bundan önce olduğu gibi bundan sonrada bu durum devam edecek taaki kıyamet kopana dek.
Ve öldükten sonra neler olacak biliyor musunuz?
Belki bilenlerimiz vardır aramızda ama ben kısaca hatırlatayım yine de size…
İlk başta Ağlamalar çok olacak ama birkaç saat sonra bu azalacak.
Ailen eve gidip yakınlarının yeme içme işiyle ilgilenmeye başlayacak.
Seni arayıp cenazeye katılamayanlar mazeretlerini bildirecekler.
Daha mezardan çıkmadan dedikodunu yapacaklar.
Kimi iyi adamdı diyecek kimi de kötü.
Tabi bu sırada taziyeye gelenler spor, siyaset ve ekonomi konuşmaya başlayacaklar.
Birinci dereceden yakınların hariç diğer herkes evine işine dönüp günlük işlerine devam edecekler.
Bütün bunlar olurken senin iç organların çözünmeye başlayacak bu sırada telefonuna öldüğünü bilmeyen kişilerin aramaları, mesajları gelmeye devam edecek.
Sonra mı ne olacak?
Çocukların miras paylaşımı için birbirleri ile küsme kavga etme durumuna bile düşecekler.
Sonra sevdiklerin evde televizyon izleyecek bir komedi filminde gülüp kahkaha atacaklar.
Hatta teselli edecekler aileni “ölenle ölünmüyor ”diye…
1.Ölüm yıl dönümünde "Vay be, o kadar oldu mu? Daha dün gibi." diyecekler. Yemekler yenilip helvalar dağıtılacak.
Daha sonraki yıllar ise her gün gidilen kabrine yılda bir kez gelinilecek.
Arada resimlerine kısa videolarına bakıp hüzünlenecekler ama acı asla ilk günkü gibi olmayacak.
Senin ise bedeninden geriye kalan sadece kemiklerin olacak.
İşte bu dünyadaki varlığının tamamen unutulması, bu kadar kısa süre alır. Şimdi bugün kafana taktığın kişi ve olayları tekrar gözden geçir ve kendine bir kez daha sor, “Sence değer mi”?
Biriktirdiğin hiçbir şey senin değil,
Bu dünyadan bir hoş seda bırakıp geçip gidebiliyorsan ve elalem ne dere takılmadan kendin olup yaratılışına uygun hareket edebiliyor üç beş ihtiyaç sahibi insana dokunabiliyor isen senden daha mutlusu ve iyisi asla olmaz.
Emin olun morga gelen her cenazenin ayrı bir hikayesi var.
Kimi Trafik kazalarında, kimi intihar, kimileri cinayetlere uğrayıp ölüyor…
Hiçbir ölüm güzel değildir ve acı bırakır.
Mesela, 20 yaşında intihar eden genç bir kızın “Anne, beni affet.” Yazılı notu.
Mesela 40 yaşında takım elbiseli bir adamın Cebinde kızının fotoğrafının arkasına yazılmış “Dünyanın en iyi babası.”
Spor salonunda kalp krizi geçirip ölen çocuklar.
20 yaşında beyin kanamasında ölen bir delikanlının çantasında kız arkadaşına evlilik teklif etmek için aldığı yüzük.
…
Hepsinin ortak noktası neydi? Biliyor musunuz?
Hepsinin planları hedefleri ve idealleri vardı.
Kötü olan ne biliyor musunuz?
Zamanla bedenlere alışırsın ama yarım kalan hayatlara, yarım kalan hikayelere asla alışamazsın.
İşte o zaman anlıyorsun ki yaşamla ölüm arasında sadece bir nefes var.
Ölüm haber vermez. Sıradan bir günün, sıradan planların tam ortasında gelir.
O yüzden ben her sabah kalktığımda kendime soruyorum.
Ya bugün son günümse?
Bence siz de sorun ve ona göre yaşayın.
İnanın şu ankinden çok daha iyi bir insan olabilirsiniz.
Sevgi İle Kalın
Battal ÇELİK