Kibir, sadece Kırşehir’e özgü bir hastalık mı, yoksa her yerde karşımıza çıkan bir olgu mu?
Sanırım bu, sadece bizde görülen bir durum değil.
Her ilde, her şehirde benzer serzenişleri duyabiliyoruz.
Ancak bir şey kesin: Bu kibir, gönül şehrine yakışmıyor.
Halk arasında kibirli kişiler, kendilerini bir "kibir abidesi" gibi gösteriyor. Oysa gönül şehrinin insanları bu tavırlara gülüp geçiyor.
Unutmayalım ki, Ahiler ‘in, Âşık Paşa’nın, Hacı Bektaş'ın, Yunus’un, ozanların ve şairlerin mirasını taşıyan bu topraklarda kibir bir hastalık gibidir ve buna yer yoktur.
Kibir, adeta satılabilir bir mal gibi değer bulur ve ne yazık ki çok alıcısı vardır.
Özellikle, bir koltuğa oturanların, kendilerini dokunulmaz zannetmeleri çok yaygındır.
Koltuğa oturan bu tip yöneticiler ve siyasiler, kendisini toplumdan soyutluyor.
Halbu ki, böyle yapmak yerine müdürlerle ve halkla karışıp kaynaşsa daha büyük mevkilere gelme fırsatını yakalayabilir.
Ancak kibir abideleri doğru yolu seçmek yerine, yanlış yola bile bile gidiyor.
Siyasilerin emir eri, çantacısı olduğunu bilmiyor.
Şöyle bir takip edin, bu siyasilerin çantacıları her kim olursa olsun kısa sürede geldiği yerden, toz olup gidiyor.
Kibir kendisini yalnızlaştırdığı için, ne yapacağını şaşırıyor.
Bir mevkie gelmek için elli kapıya değnek çalan bu tip insanlar, geldiği yeri çok çabuk unuttukları için, kimsenin yanında da itibarı olmuyor.
Kibir abideleri koltuğunu kaybettikten sonra “Ben neden bu hale geldim?” diye yıllarca kendisi ile hesaplaşsa da son pişmanlık fayda etmiyor ve toplumda bir yalnız adam olarak kalıyor.
Hemen diye bilirsiniz ki, tüm yöneticiler ve siyasiler böyle mi?
Tabi ki, değil.
İçinde milletle bağlantısını asla koparmayan, tertemiz kişilerde vardır. Zaten o insanlarda hemen fark edilip görevinde her zaman yükselip iyi bir yere gelmişlerdir.
Hatta bir kurumun müdürüyse bile, siyaseten teklif alıp iyi bir yere getirilmişlerdir.
Şunu herkes bilmelidir ki, iyi insan, iyiliği ile kötü insan kötülüğü ile anılır. Bu emir erleri çantacılara tavsiyem.
Bir makama veya mevkie geldiniz de, oradan geri gideceğinizi asla unutmayın.
Toplumla dostlarınızla olan bağınızı koparmayın.
Kamuoyunda düzgün olarak bilinen insanlarla bağlantınızı mutlaka kurun. Hiçbir zaman oturduğunuz koltuğun babanızın malı olmadığını iyi bilin. Oturduğunuz koltuğun hakkını verin.
Bırakın şu müdürü bu memuru aldırırım şununla konuşmayın boş laflarını.
Kendi işine bak el öpüp takla atma, Allahtan başkasına kul, emir eri olma. İnsanların üzerinde güç kurmayı, bak seni alırım demeyi.
Siyaside güç alıp İnsanlara tepeden bakmak yerine, kıymetli dostlarınızın yanlarında durun ve irtibatınızı hiç koparmayın.
Başkasının emir eri olmak hakikaten iyi bir şey değil.
Bir insanın yok olması için önemli sebeptir.
Lütfen insanlara sevgi ve saygıyla yaklaşın.
İnanın kazanan siz olacaksınız.
Makamlardan alınca yalnız kaldığında el öptüğün emir eri olduğun çantasını taşıdığın bile sana saygı duymayacak.
Emir eri olmaktansa kendi emin eli olunuz.