Yıkmak İçin Değil, İnşa Etmek İçin.
Günümüzde eleştiri, çoğu zaman yanlış bir biçimde kullanılmakta.
Birini eleştirmek denilince, çoğu kişinin aklına hemen karşısındakini utandırmak, aşağılamak, topluluk önünde küçük düşürmek geliyor.
Ayıplarını araştırım yayınlamak öne çıkıyor.
Oysa gerçek bir eleştirinin amacı ne kırmak ne de yerle bir etmektir. Gerçek eleştiri; yapıcıdır, geliştiricidir ve bir iyiliğe hizmet eder.
Yanlışını düzeltmek, eksiğini gidermektir.
Eleştiri, bir insanın eksik ya da yanlış gördüğümüz yönlerini onun fark edebileceği bir biçimde ortaya koymaktır.
Ancak bu yapılırken saygı çizgisi korunmalı, niyet temiz olmalıdır.
Kimi zaman doğruları söylemek cesaret ister ama bu cesaret; kibirle değil, merhametle hareket ettiğinde anlam kazanır.
Birini herkesin içinde azarlamak ya da sosyal medyada hedef göstererek eleştirmek, aslında eleştiriden çok bir çeşit cezalandırma ve linç etme davranışıdır.
Bu da bireyi geliştirmek bir yana, savunmaya iterek daha da uzaklaştırır. Oysa baş başa yapılan, kalp kırmadan söylenen birkaç samimi söz; kişinin kendi iç dünyasında çok daha büyük etkiler yaratabilir.
Eleştiri, kişiye aynayı uzatmaktır.
Ama o aynayı kişinin yüzüne çarpmaz, nazikçe tutarız.
Çünkü amacımız, karşı tarafı utandırmak değil; fark ettirmek ve destek olmaktır.
Gerçek bir eleştiri, kişiye “Sen bundan daha iyisini yapabilirsin” mesajı verir.
Yani yıkmak için değil, inşa etmek içindir.
Unutmayalım ki hepimiz hata yaparız.
Ve hepimizin bazen bir başkasının dürüst ama nazikçe uzattığı aynaya ihtiyacı vardır.
Önemli olan, o aynayı kırmadan uzatabilmekte ve karşılığında gelen eleştiriyi de öfkeyle değil, olgunlukla karşılayabilmekte.
İyileştiren eleştiriler dileğiyle…