Caddelerimiz, sokaklarımız yabancı plakalarla süsleniyor.

Gurbetçiler akın, akın ilimize geliyor.
Avrupalı yurttaşlarımız ne Almancı ola bildiler ne yabancı iki arada bir derede misali.
Almanya'da yabancı Türkiye'de Almancı, ne olacak bu sancı?
Avrupa’da yaşayan soydaşlarımız orda yabancı burada Almancı.
Ne garip değil mi?
Avrupalı kabul etmiyor, sen bizden değilsin yabancısın diyor.
Ana vatanlarına geldiklerin de horlanıyorlar sen gurbetçisin diye. 
Avrupalı Türklerin içinde oldukları genel sosyal durumu yansıtan cümle. 
31 Ekim 1961'de Türkiye ile Almanya arasında imzalanan Türk İşgücü Antlaşması ile Türkiye'den Almanya'ya başlayan göç hikâyesi bugün bu noktada.
Almanya'ya ilk göçün üzerinden 64 yıl geçmesine rağmen orada yaşayan Türklerin hala yabancı olarak görülüyor olması.
Düşünebiliyor musunuz soydaşlarımız Avrupa devletlerinde altmış dört yıl geçiriyor hala yabancı muamelesi görüyor.
Avrupa’nın kalkınmasında, gelişmesinde, ekonomisinde, büyümesinde her türlü katkısı olan insanlarımıza neden Avrupalı denmiyor.
Avrupa'da, Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da, Avusturya’da, Danimarka’da, Belçika’da vatandaşlığa geçmiş olsalar dahi yabancı muamelesi görüyorlar.
Türkiye gelince de Almancı muamelesiyle karşılaşıyorlar. 
Hayatın hemen her günü onlar için birçok açıdan zorluklarla dolu. 
Aynı kişiler bütün yıl çalışarak kit kanaat para biriktirerek memleket hasretiyle geldikleri ülkelerinde ise "Almancı" sıfatıyla yolunacak kaz muamelesine tabi tutulurlar.
Bunu doğru bulmuyorum bir yıl boyu ülke hasreti çeken soydaşlarımıza birikimleriyle ülkemize Kırşehir’e katkı sağlayan hemşerilerimize sahip çıkmalıyız.
Almancı gibi değil, ana dolunun evlatları gibi davranmalıyız.
Kırşehir’in nüfusunun yarıdan fazlası belki Avrupa devletlerin de yaşıyor.
Benim ailemde gurbetçiydi babam Alman devletine ilk gidenlerden ve ben de Almanya'da yaşadım. 
Bu yüzden Almanya'ya ilk gidenlerin yaşadığı dramları çok iyi biliyorum. 
Oradaki gençlerin hepsinin hayali Türkiye'ye geri dönmek. 
Burayı cennet olarak görüyorlar. 
Çünkü orada hep itilmişler, kakılmışlar. 
Hep yabancı olarak görülüyorlar.
Ne yaparsanız yapın bir Alman sizi hep yabancı görüyor.
Kültürel çelişkiler var. 
Avrupa’ya ilk giden nesil Gurbetçiler, birikimlerini dönmek üzere yapardı.
Gurbetçinin yatırımı da bulunduğu ülkeye değil, anavatanı Türkiye’ye baba yurdu Kırşehir’e yaptılar.
Birinci neslin çoğu öldü, İkinci nesil emekli oldu, altı ay Türkiye de, altı ay Avrupa’da yaşıyor.
Üçüncü ve dördüncü nesil şimdi Avrupa’da yaşıyor.
Birinci nesil bozulmadan bir ana doluydu bugünkü üçüncü ve dördüncü nesil ne Avrupalı oldu ne Anadolu olarak kala bildi.
Her ikisinin arasında gelgitleri yaşıyorlar
Birinci kuşak Avrupa kalmayı değil gidip bir miktar para biriktirip ana vatanın baba ocağına köyüne dönme hayaliyle yaşamışlardı.
İlerleyen yıllarda bu hayalleri yıkıldı Avrupa’da yaşamak zorunda kaldılar.
Hep gelmeye gidenler yıllar sonra anladılar ki çoluk, çocuk büyümüş iş, aş derdine düşmüş artık Avrupa’ya yaşamaya alışmak zorundaydılar.
1980'lerin ortasından itibaren, artık geri dönüşün öyle pek de mümkün olmadığı ortaya çıktı. 
Çocuklar doğmuş, evlenmişler; torunlar doğmuş, okula başlamış kısaca bulunduğu ülkede artık bir hayat kurulmuştu. 
Geri dönecek bir yer ama belki de bir neden yok oldu.
Alman devleti bunu takip eden senelerde, yeniden düzenlenen iltica, göçmen ve vatandaşlık yasaları ile bu akımı engellemek için yasal baraj koymaya çalışmış olsa da, Türkler her zaman bir yolunu bularak bir kurtuluş olarak geldikleri Almanya’ya yerleşmeyi başarmışlardır.  
İltica etmek isteyenlerin baş listesini bugüne kadar Türk vatandaşları çekmektedir. 
Ne hazındır ki, "orada yabancı burada Almancı" veya "burada Almancı orada yabancı" dırlar. 
Bin bir güçlükle çalıştıkları işyerlerinden aldıkları ve kit kanaat edilen maaşlarından sırf nesilleri kaybolmasın, çocukları ülkelerini unutmasın diye para artırır, ülkelerine gelirler. 
Yurdum derler, vatanım derler, uzun bir yolculuğun ardında Kırşehir deler.
Bugün Avrupa’da ırkçı saldırılara hedef oluyorlar.
Kırşehir’e gelince de Almancı oluyorlar.
Allah yar ve yardımcıları olsun diyelim.
Bu yılda anavatanına baba yurduna hoş geldiniz gurbetçiler.