İyice Asya Ülkelerine Benzedik!

İyice Asya Ülkelerine Benzedik!

Son yıllarda Türkiye’de motosiklet sayısındaki artış dikkat çekici boyutlara ulaştı.

TÜİK verilerine göre, son beş yılda kayıtlı motosiklet sayısı yüzde 90 artarak 6 milyon 769 bine çıktı.

Bugün bu sayının 7 milyonu geçtiği tahmin ediliyor.

Sadece İstanbul’da 1 milyona yakın motosiklet var.

Artış güzel, ama beraberinde gelen tehlike hiç de öyle değil.

Artık her köşe başında, her ışıkta, her caddede motosiklet görmek mümkün.

Ama bu motosikletlerin önemli bir kısmı, ne yazık ki “trafik kurallarıyla tanışmamış” sürücüler tarafından kullanılıyor.

Ara sokaklarda, caddelerde, yaya geçitlerinde; kırmızı ışıkta aralardan sıyrılan, araçların sağından solundan geçen, kaldırımları yol gibi kullanan iki tekerlekli sürücüler adeta trafik terörü estiriyor.

İşin daha vahimi, ilkokul çağındaki çocukların elektrikli motorlarla yollarda dolaşması.

Kaldırımlarda, yayaların arasında sürülen bu küçük motorlar artık sıradan bir manzara.

Ehliyetsiz, eğitimsiz, yaş sınırı olmadan…

Yani trafikte herkesin canını tehlikeye atan bir tabloyla karşı karşıyayız.

Bir düşünün; nasıl ki ehliyetsiz bir sürücü otomobil kullanamıyorsa, belli yaşın altındaki bir çocuğun da motor kullanması yasak olmalı.

Ama şu an bu konuda ciddi bir boşluk var.

Denetim yok denecek kadar az. “Nasıl olsa kimse kontrol etmiyor” rahatlığıyla sürücüler istedikleri gibi davranıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde Yeşilçam’ın usta oyuncusu Engin Çağlar, İstanbul Şişli’de yolun karşısına geçerken bir motosikletin çarpması sonucu hayatını kaybetti.

Aynı noktada benzer kazaların sıkça yaşandığı söyleniyor.

Ve bu sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin neredeyse her şehrinin gerçeği.

Artık hemen herkesin bir motosiklet yüzünden yüreği ağzına geldiği bir anı vardır.

Kimimiz yaya geçidinde, kimimiz kavşakta, kimimiz park yerinden çıkarken.

Kimi zaman sessizce yanınızdan fırtına gibi geçer, kimi zaman kaldırımda karşınıza çıkar.

Gerçek şu:

Türkiye’de ciddi bir motosiklet sorunu var.

Ve bu sorun her geçen gün büyüyor.

Kuryelerin sayısı arttıkça, trafikteki kuralsızlık da artıyor.

Eğitimsiz sürücüler, ehliyetsiz çocuklar, yetersiz denetimler.

Bu tabloyu görmezden gelmeye devam edersek, her geçen gün daha çok can kaybı yaşanacak.

“İyice Asya ülkelerine benzedik” diyenlerin haksız olduğunu söylemek zor.

Kaldırımlar artık yayalar için değil, motorlar için.

Kırmızı ışık, sadece tavsiye gibi algılanıyor.

Korna, sabırsızlığın değil; tehditkâr bir uyarının sesi hâline geldi.

Oysa gerçek motor sevdalısı böyle sürmez.

Kurala, yayaya, trafiğe saygılıdır. Çünkü eğitimlidir.

Sorun, eğitim almadan direksiyon başına geçenlerle; denetlenmediğini bilen, cezadan korkmayan sürücülerde.

Kısacası, iki tekerlekli kaosun ortasındayız.

Ve bu gidişle, sadece “Asya ülkelerine benzemekle” kalmayacağız — trafiğin en büyük tehlikesi motosikletliler olacak.

Çözüm belli:

Denetim, eğitim ve yaş sınırı.

Yoksa bu hızla, her gün birkaç kişi daha istatistiklerde “trafik kazası kurbanı” olarak yerini alacak.