Bir zamanlar Kırşehir’in caddelerinde yürümek daha güzeldi.

Kalabalık arasından geçmek, her köşe başında bir tanıdığa rastlamadan birkaç adım atmak neredeyse imkânsızdı.
Çarşıda esnaf neşeliydi, gençler kahvelerde, sokaklarda, okullarda hayat doluydu.
Şimdi o sokaklar sessiz.
Dükkânlar kapanıyor, gençler bir bir gidiyor.
Kırşehir sessiz bir göç yaşıyor.
Peki, ama neden?
Çünkü ahi şehrinde İş yok, aş yok.
Bir şehirde geçim derdi varsa, orada umut da azalır.
Kırşehir’de uzun zamandır üretim yok, yatırım yok.
Sanayi alanında sınırlı imkân var, tarım ve hayvancılık yeterince desteklenmiyor.
Gençler mezun olup iş bulamıyor, küçük esnaf ayakta durmakta zorlanıyor.
Hal böyle olunca insanlar başka şehirlerde ekmek arıyor.
İlimizde Eğitim var, ama geri dönüş yok
Ahi Evran Üniversitesi, şehir için önemli bir kazanım.
Ancak mezun olan gençlerin büyük çoğunluğu geri dönmüyor.
Çünkü ne akademik anlamda yeterli gelişim sağlanmış ne de iş bulabilecekleri bir zemin oluşturulmuş.
Birçok gencin aklında şu soru var: “Buraya dönsem ne yapacağım?”
Ulaşımda geç kalmış bir şehir
Bugün gelişen illere bakın: Hemen hepsinin ortak noktası güçlü bir ulaşım ağı.
Kırşehir’de hâlâ ne demiryolu var ne de işlevsel bir havaalanı.
Komşu illerin ilçelerine kadar tren hattı gidiyor ama Kırşehir’e uğramıyor.
Yatırımcı gelmiyor, turist uğramıyor.
Çünkü tren geçmeyen, uçak inmeyen bir şehir görünmüyor.
Ahi şehrinin Siyasi temsil zayıf
Yatırım, proje, kalkınma…
Bunların hepsi bir anlamda siyasi güçle bağlantılı.
Yozgat’a, Sivas’sa, Kayseri’ye bakın; yüksek hızlı demiryolu da geçti, Yozgat’a havaalanı da yapıldı.
Peki, biz neden hep bekliyoruz?
Ankara’da güçlü bir sesimiz, Kırşehir’in hakkını arayan bir lobimiz yok.
Bir şehir kendi derdini Ankara’ya duyuramıyorsa, yatırım da gelmez, hizmet de.
Kırşehir’de göç Sadece bir gidiş değil, bir kopuş
Göç eden sadece bedeniyle gitmez.
Umutlarıyla, anılarıyla, geleceğiyle gider.
Giden gençler bir daha dönmüyor.
Kalanlar yaşlanıyor.
Mahalleler sessizleşiyor, okullar küçülüyor, şehir kan kaybediyor.
Ne Yapmalı?
Önce birbirimizi dinlemeliyiz.
Siyasette ayrışmayı bırakıp şehrin ortak derdinde birleşmeliyiz.
Demiryolu istiyorsak birlikte ses çıkarmalıyız.
Gençleri tutmak istiyorsak iş alanı oluşturmalıyız.
Kırşehir’in Ankara’da güçlü temsilini istiyorsak, sandıkta sadece partiye değil, memlekete ne kazandırır diyerek oy vermeliyiz.
Yoksa biz böyle susarız, tren başka şehirlerden geçer.
Uçaklar başkalarına iner.
Gençler başka hayallerin peşine gider.
Ve biz bir zamanlar dolu olan o sokaklarda sadece geçmişi anlatırız…