Birinci Karabağ Savaşı, Azerbaycan tarihinin en ağır, aynı zamanda en onurlu sayfalarından biridir.
Bu savaş, halkımızın bağımsızlığı ve toprak uğruna verdiği zorlu mücadelenin simgesine dönüşmüştür. 1990’lı yılların başında yaşanan bu kanlı çatışmalar sırasında binlerce yiğit oğlumuz ve kızımız şehitlik mertebesine yükseldi, binlercesi yaralandı, yüz binlerce soydaşımız ise doğup büyüdükleri yurtlarından göç etmek zorunda kaldı. Bütün zorluklara rağmen Azerbaycan halkı bu dönemde büyük bir vatanseverlik ve dayanışma sergiledi. Savaşın ön cephesinde çarpışan asker ve subaylarımızın yanı sıra, arka cephede de kadınlar, yaşlılar ve gençler büyük fedakârlık göstererek Vatan uğruna seferber oldular. Bu savaş aynı zamanda Azerbaycan halkının mücadele azmini, milli birlik ruhunu ve özgürlük tutkusunu tüm dünyaya kanıtladı.
Birinci Karabağ Savaşı hem kayıplarımızın hem de kahramanlık destanımızın adıdır. O, halkımızın hafızasında kanla, gözyaşıyla yazılsa da, aynı zamanda yiğitlik, cesaret ve gurur dolu bir sayfa olarak ebediyen yaşayacaktır. Bu savaş yalnız erkeklerin değil, aynı zamanda kadınların cesareti, yiğitliği ve fedakârlığı ile hatırlanmaktadır. Azerbaycan kadını her zaman olduğu gibi, bu kez de yalnızca ailenin ve ocağın koruyucusu olarak değil, aynı zamanda Vatanın savunucusu olarak öne çıkmıştır. Kadınlarımız o yıllarda hem ön cephede hem de arka cephede büyük fedakârlıklar göstermişlerdir.
Azerbaycan kadınları Karabağ savaşlarında
Onlar bir yandan gönüllü şekilde silaha sarılıp siperlerde savaşarak topraklarımızın savunmasına katıldılar, diğer yandan ise doktor, hemşire, gönüllü yardımcı olarak yaralı askerlerin hayatını kurtardılar. Kadınların birçoğu köylerinin özsavunma birliklerine katılarak düşman saldırılarını engellemeye çalıştı, doğdukları yurtların nöbetinde yiğitçe dayandılar. Aralarında cephelere yiyecek ve malzeme taşıyan, geceleri askerlerle birlikte nöbet tutan kadınlarımız da vardı. Bazıları baba, kardeş veya evlat kaybına rağmen yılmadan, Vatan uğruna mücadeleyi sürdürdüler. Bu dönemde kadınların gösterdiği cesaret yalnız askeri alanda değil, aynı zamanda manevi cephede de büyük bir güç verdi. Onlar askerlere umut, halka ise sabır ve dayanıklılık aşılayarak savaşın yükünü hafiflettiler.
Savaş yıllarında kadınların yiğitliğiyle ilgili onlarca kahramanlık örneği tarihe yazıldı. Salatın Esgerova, Gültekin Esgerova, Karatel Hacımahmudova gibi kahraman kadınlar bu şanlı sayfanın simgelerine dönüştüler. Onların yaşam yolu ve cesareti Azerbaycan kadınının gücünü, iradesini ve Vatan sevgisini tüm dünyaya gösterdi. İşte adını andığımız bu kahraman kadınlardan biri de Karatel Hacımahmudova idi. O, yiğitliği, dirayeti ve Vatan’a sonsuz sevgisiyle Azerbaycan kadınının kahramanlık simgesine dönüşmüştür.
Karatel Hacımahmudova 1948 yılında Gazah rayonunun Aşağı Eskipara köyünde dünyaya geldi. 1962’de köy ortaokulunu bitirdikten sonra Bakü Ticaret Teknik Okuluna girdi, 1970–1975 yıllarında Azerbaycan Halk Ekonomi Enstitüsünde eğitimine devam etti. 1976–1991 yıllarında Petrol Araştırma İdaresinde çalıştı ve aynı zamanda Azerbaycan Milli Özgürlük Hareketi’nin en aktif üyelerinden biri olarak tanındı.
1990 yılında son kez kardeşi Hümbet’le meydanda görüşen Karatel hanım, ondan yolunu sormuştu. Hümbet Karabağ’a gideceğini söylediğinde, o ise köylerinin de tehdit altında olduğunu hatırlatarak Aşağı Eskipara’yı korumasını tavsiye etmişti. Kardeşi Karabağ’a gitse de, Karatel Hacımahmudova doğduğu köyüne dönerek gençlerden oluşan özsavunma birliğine katıldı.
O, savaşçıların yemeğini pişiriyor, elbiselerini yıkıyor, yemek yetmediğinde bağlardan ot toplayıp yemek hazırlıyordu ki askerler aç kalmasınlar. Ama bununla yetinmeyip silaha sarılmış, Azerbaycan savaşçılarıyla siperde birlikte çarpışmıştır.
1992 yılının 8 Haziran’ında Ermenilerin güçlü saldırısı sırasında 28 kişilik birlik içinde savaşan Karatel Hacımahmudova büyük kahramanlık gösterdi. Zor şartlara rağmen birlik bu saldırıyı püskürtmeyi başarmıştı. Fakat 14 Haziran’da Ermeniler Rus askeri birliklerinin desteğiyle daha güçlü bir hücuma geçtiler. “Felemez” denilen mevzide dört bir yandan top ve tank ateşine tutulmuş savaşçılar arasında Karatel hanım da vardı. O, komutanın emrini yerine getirerek başka siperden roketatar mermisi getirmişti. Kuvvetler eşit olmasa da o, mevzisini terk etmedi ve son ana kadar savaştı.
Ermeniler onun başına ödül koymuşlardı. Her zaman üzerinde taşıdığı zehri bu kez de gömleğinin yakasında gizlemişti. Düşman eline sağ geçmemek için zehri içtikten sonra kendini kurşunla vurarak şehitlik mertebesine yükseldi. Onunla birlikte savaşan Merdan Esgerov, Alı Aliyev ve Şemistan Emiraslanov da kahramanca hayatlarını feda ettiler.
Karatel Hacımahmudova’nın naaşı 26 Haziran’da diğer şehitlerin cenazeleriyle birlikte, esir düşmüş köy sakini Veli Namazov’un iadesi karşılığında Ermeni esirlerle değiştirildi.
Karatel Hacımahmudova bekârdı. Vefat eden kardeşi Mehmet’in üç çocuğunu büyütmüş, onlara hem anne hem baba olmuştu. 1994 yılında ise Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının kararnamesiyle “Azerbaycan Bayrağı” nişanı ile ödüllendirildi.
Karatel Hacımahmudova
Karatel Hacımahmudova’nın hayat yolu ve kahramanlığı, Azerbaycan kadınının güçlü iradeye, cesarete ve vatan sevgisine sahip olduğunun en açık örneğidir.
O, yalnızca doğduğu köyün değil, bütün Azerbaycan’ın gurur simgesine dönüşmüştür. Onun hatırası halkımızın hafızasında ebedi olarak yaşayacaktır.
Bugün Gazah (Qazax) bölgesinde Karatel Hacımahmudova’nın adını taşıyan bir ortaokul faaliyet göstermektedir. Bu adım, hem yerel halkın hem de gelecek nesillerin hafızasında kahraman kadının anısını yaşatmayı amaçlamaktadır. Okulun duvarlarında ve sınıf odalarında onun kahramanlık yolunu yansıtan bilgiler ve fotoğraflar yer almakta, öğrenciler ise bu örnekten ilham alarak vatanseverlik ruhuyla yetiştirilmektedir.