Azerbaycan resim sanatı zengin ve çok yönlü bir gelişim süreci yaşamıştır.

Tarihin çeşitli dönemlerinde bu sanat dalı halkımızın yaşam tarzını, estetik bakış açısını ve manevi değerlerini yansıtarak milli kültürümüzün ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Bu gelişim sürecinde kadın ressamların rolü özel bir yere sahiptir. Kadın sanatçılar yalnızca sanat alanında değil, toplumun aydınlanması ve kültürel yükselişinde de önemli rol oynamışlardır.
Farklı dönemlerde kadın ressamların bu sanata yönelmesi ve yaratıcı faaliyetlerle aktif şekilde ilgilenmeleri, Azerbaycan resim sanatının gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Kadınların sanata katılımı sadece estetik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel açıdan da büyük anlam taşımaktadır. Çarlık Rusyası, Sovyet dönemi ve bağımsızlık yılları boyunca kadın sanatçılar karşılaştıkları çeşitli zorluklara rağmen sanata olan sevgilerini eserleriyle ifade etmiş, farklı konu ve tarzlarda özgün çalışmalar ortaya koymuşlardır.
Erken dönemlerde kadınların sanata yönelmesi, toplumun ataerkil yapısı içerisinde büyük bir cesaret gerektiriyordu. Ancak tüm bu zorluklara rağmen onlar sanat okullarında eğitim alarak milli sanatımızın şekillenmesinde aktif rol oynamışlardır. Özellikle Sovyet döneminde kadınların sanat alanındaki temsili artmış, devletin sanata verdiği destek sayesinde birçok kadın sanatçı eğitim almış, sergilere katılmış ve Azerbaycan’ı yurt dışında temsil etme fırsatı bulmuştur.
Kadın ressamların yarattığı eserler sadece güzellik anlayışını değil, aynı zamanda milli kimliği, kadının toplumdaki yerini, anne figürünü, emek ve yaşam mücadelesini de yansıtmıştır. Onlar portre, manzara, tematik kompozisyonlar, anıtsal ve dekoratif sanat gibi birçok alanda üretken bir şekilde çalışmışlardır.
Günümüzde ise kadın ressamlar bu zengin geleneği sürdürmekte, yeni teknolojiler ve ifade biçimleriyle sanata katkı sağlamaya devam etmektedirler. Onların eserleri uluslararası sergilerde sergilenmekte, prestijli ödüllere layık görülmekte ve dünya sanat çevresinde Azerbaycan’ın tanıtımında önemli rol oynamaktadır.

Kadın ressamların farklı dönemlerde bu sanata yönelmesi sadece bireysel başarılar değil, aynı zamanda ulusal kültürel mirasa hizmet etmiştir. Onların emeği, yeteneği ve sanata olan bağlılığı Azerbaycan resim sanatı tarihinde silinmez izler bırakmıştır.
Azerbaycan sanat tarihinde kendine özgü bir iz bırakmış ressamlardan biri de İzzet Ali kızı Seyidova’dır. 20 Kasım 1910 tarihinde Harkov şehrinde aydın bir ailede dünyaya gelmiştir. Babası Ali Bey Mir Seyfeddin oğlu ve annesi Olga Yakovlevna doktordular. Böyle bir ortamda yetişen İzzet Hanım’ın eğitime ve sanata olan ilgisi küçük yaşlarda şekillenmiştir.

Kapak 2025 10 25T173154.267

İzzet Seyidova
İlköğrenimini Harkov’da alan İzzet Seyidova, daha sonra resimle ciddi şekilde ilgilenmiş ve Aleksandr İvanoviç Kosiçkin’in atölyesine katılmıştır. 1927 yılında Azerbaycan Devlet Resim Teknik Okulu’na girerek sanat eğitimine devam etmiştir. Burada dört yıl boyunca A. Kosiçkin ve M. Gerasimov gibi usta sanatçılardan ders almıştır. Ardından eğitimini Leningrad Boyama, Heykel ve Mimarlık Enstitüsü’nde sürdürmüş ve burada R. Frents, Y. Lansere, A. Osmyorkin ve M. Babşev gibi tanınmış sanatçılardan sanatın inceliklerini öğrenmiştir. 1938 yılında eğitimini Çaykovski’nin “Yevgeni Onegin” operasının sahne tasarımıyla tamamlamıştır.
İzzet Seyidova'nın tiyatro ressamı olarak kariyeri 1938 yılında M.F. Akhundov adına Azerbaycan Opera ve Bale Tiyatrosu’nda başlamıştır. İlk çalışması olan Rossini’nin “Sevil Berberi” operasının sahne tasarımı izleyiciler tarafından büyük ilgiyle karşılanmıştır. Farklı dönemlere ve kültürlere uygun hazırladığı dekorlar, sahnelerin ruhunu daha canlı şekilde yansıtmasına hizmet ediyordu. Bu alandaki başarıları II. Dünya Savaşı sırasında da devam etmiş; pek çok vatansever ruhlu operanın sahne ve kostüm tasarımını gerçekleştirmiştir.
1941 yılında sahnelenen Çaykovski’nin “Maça Kızı” operasında dekor, kostüm ve makyaj alanlarında çalışarak çok yönlü bir sanatçı olduğunu ispatlamıştır. Savaş yıllarında “İnsanların Öfkesi”, “Nadejda Svetlova” ve “Vatan” gibi eserlerin sahnelenmesinde de görev almıştır.

Kapak 2025 10 25T173239.784

İzzet Seyidova'nın Tiyatro Kostümleri İçin Çizdiği Tasarımlar
Savaştan sonra İzzet Seyidova çalışmalarını sürdürmüş ve tanınmış sanatçılarla, özellikle de Eyyub Feteliyev ve Enver Almaszade ile birlikte çalışmıştır. Onun tasarladığı Üzeyir Hacıbeyli’nin “Koroğlu” operası, 1959 yılında Moskova’da düzenlenen Azerbaycan Edebiyatı ve Kültürü Günleri çərçivəsində sahnelenmiş ve büyük beğeni toplamıştır.
İzzet Hanım yalnız yerli bestecilere ait sahne eserlerinde değil, dünya klasiklerine ait birçok operada da çalışmıştır. Müslüm Maqomayev’in “Şah İsmayıl”, A. Rubinstein’in “Şeytan”, B. Smetana’nın “Satılmış Gelin” ve L. Delibes’in “Lakme” operalarında onun sanatçılığı kendini göstermiştir. Bunun yanında “Maskarad” (1945), “Sevil” (1953) ve “Leyla ile Mecnun” (1958) gibi ünlü operaların sahne tasarımı da ona aittir.
İzzet Seyidova sadece tiyatro alanında değil, aynı zamanda portre ve tasvirî sanat sahəsində de faal olmuş bir ressamdır. “Bir Kadının Portresi”, “Şair Mirvarid Dilbazi” ve “Sidqi Ruhulla’nın Portresi” gibi eserleri, bu alandaki yetkinliğini ortaya koymaktadır. Ayrıca uzun yıllar Bakü Güzel Sanatlar Teknik Okulu’nda dekor ve kompozisyon dersleri vererek genç ressamların yetişmesinde büyük rol oynamıştır.

Kapak 2025 10 25T173317.925
Tiyatro Kostümleri İçin Çizdiği Tasarım
1943 yılında Azerbaycan SSC tarafından “Emektar Sanat Emekçisi” fahri unvanına layık görülen İzzet Seyidova, Azerbaycan sanatının gelişimine sağladığı katkılarla hafızalarda yer almıştır. Onun eserleri günümüzde Azerbaycan Milli Güzel Sanatlar Müzesi ve Devlet Tiyatro Müzesi gibi önemli kültürel kurumlarda korunmakta ve sergilenmektedir.
İzzet Seyidova, 30 Kasım 1973 tarihinde Bakü şehrinde vefat etmiştir. Onun zengin sanatsal mirası bugün de sanatseverler ve genç ressamlar için önemli bir ilham kaynağıdır.
Bu yıl – 2025’te, İzzet Seyidova’nın doğumunun 115. yıl dönümü anılmaktadır. Onun zengin yaratıcılığı ve sanata yaptığı katkılar, bugün de büyük saygıyla hatırlanmakta ve yeni nesillere ışıq tutmaktadır.