II. Dünya Savaşı döneminde Azerbaycan, Sovyetler Birliği’nin önemli bir parçası olarak büyük fedakârlık ve kahramanlık sergilemiştir.
Azerbaycan’ın hem ekonomik hem de askeri potansiyeli, savaşın genel gidişatına önemli ölçüde etki etmiştir. Savaş yıllarında Azerbaycan, Sovyetler Birliği'nin petrol ihtiyacının başlıca üreticisiydi. Bakü petrolü cephe için hayati önem taşıyordu. Bu durum Azerbaycan’ı savaşın stratejik merkezlerinden birine dönüştürmüştür. Petrolün kesintisiz üretimi ve nakliyesi, savaşın sonuçları üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Aynı zamanda Azerbaycan, binlerce asker yetiştirerek cepheye göndermiştir. Azerbaycanlı askerler ve subaylar, Stalingrad, Kursk, Berlin ve diğer önemli cephelerde büyük kahramanlıklar göstermiştir. Bu kahramanlardan biri de Sovyetler Birliği Kahramanı Hazi Aslanov’dur. Azerbaycanlı tankçılar ve nişancılar, düşmana ağır darbeler indirerek zaferde önemli bir rol oynamışlardır.
Hazi Aslanov, 22 Ocak 1910’da Lenkeran şehrinde doğmuştur. Çocukluk ve gençlik yılları zorluklarla geçmesine rağmen, iradesi ve emeğiyle büyük başarılara imza atmıştır. İlköğrenimini Lenkeran 1 Numaralı Tam Ortaokulu’nda almış, 13 yaşında babasını kaybederek hayatın zorlu sınamalarıyla yüzleşmiştir. Babasının vefatından sonra işçi olarak çalışmış, fakat bu durum onun ilerlemesine engel olmamıştır. Hazi Aslanov’un askeri hayata adım atması, yaşamında bir dönüm noktası olmuştur. Komsomol tavsiyesiyle Zakafkasya Askeri Hazırlık Okulu’na gönderilmiş, burada okulun bölük gazetesi editörü ve Komsomol örgütü sekreteri seçilmiştir. Daha sonra, 1929 yılında Leningrad Süvari Okulu’na kabul edilmiş, iki yıllık eğitimin ardından 3. Besarabya Süvari Tümeni’nin 15. Süvari Alayı’na takım komutanı olarak atanmıştır. Askerlik hizmetinde gösterdiği yetenek ve savaş hazırlığıyla dikkat çeken Aslanov, 12. Zırhlı Otomobil Tümeni’nde teknik bilgi ve savaş araçları konusunda eğitim almış, ardından bölük komutanı olmuştur. 1934 yılında Kiev Askeri Bölgesi Komutanı İona Emmanuiloviç Yakir, onun tank bölüğünün tatbikatlardaki başarısını görerek kendisine değerli bir hediye vermiştir. Bu, Hazi Aslanov’un tankçı olarak kazandığı ilk büyük başarı olmuştur. Daha sonra Kiev’de bir motorize tabur komutanlığı görevine yükselmiş ve 1937 yılında Ukrayna SSC’nin Ovruç Şehir Sovyeti’ne milletvekili seçilmiştir.
II. Dünya Savaşı'nın başlamasına kadar Aslanov, Sovyet Ordusu’nda çeşitli görevlerde çalışmıştır. Tank bölüğü komutanı, müstakil tank taburu okulunun müdürü, tabur komutan yardımcısı (eğitim ve atış bölümü sorumlusu) ve 10. Tank-Mühendis Tümeni komutanının teknik işlerden sorumlu yardımcısı kimi önemli görevlerde bulunmuştur. Askerî kariyeri hızla ilerlemiş; 1939 yılının sonunda yüzbaşı, 1940 yılının Kasım ayında ise erken terfiyle binbaşı rütbesine yükseltilmiştir.

Hazi Aslanov
Hazi Aslanov’un hayat yolu ve askerî hizmetleri, onun yetenekli ve vatansever bir komutan olduğunu ortaya koymaktadır. O, hem Azerbaycan’ın hem de Sovyetler Birliği’nin savunmasında büyük rol oynamış, savaşlarda gösterdiği cesaret ve yetenekle halkının hafızasında silinmez bir iz bırakmıştır.
Büyük Vatan Savaşı başladığında Hazi Aslanov, Ukrayna’nın Lvov bölgesinde görev yapıyordu. 1941 yılı 23 Haziran’a geçen gece, Alman zırhlı birlikleriyle onun komutasındaki tabur arasında şiddetli ve dengesiz bir çatışma yaşanmıştır. Hazi Aslanov bu çatışma hakkında şöyle yazmıştır: “1941 yılı 23 Haziran’a geçen gece Alman hava kuvvetleri saldırıya geçti. Bomba atmaya başladılar. Gün ağarırken biz dengesiz bir savaşa girdik.”
Eylül ayı sonunda, Ukrayna’nın sağ kıyı kesiminde durum Sovyet Ordusu için oldukça zorlaştı. Kuvvetler ağır kayıplar vererek Harkov bölgesine kadar geri çekilmek zorunda kaldılar. SSCB Yüksek Komutanlığı’nın emriyle, 51. Müstakil Ordu birlikleri Kırım Yarımadası’nı savunmalı ve Almanların Kırım’ı ele geçirmesini engellemeliydi. Ayrıca, Donbas ve Harkov sanayi bölgelerinin korunması için çok hatlı savunma sistemleri ve tahkimatlar kurulmalıydı. Bu görevle ilgili olarak, Binbaşı Hazi Aslanov da dâhil olmak üzere birçok komutan, Donbas bölgesinde savaş hazırlıklarına katıldı. Hazi Aslanov bu çatışmalar hakkında şöyle yazmıştır: “Şiddetli çatışmalarla Harkov’a kadar geri çekildik.”

Binbaşı Aslanov’un en büyük kahramanlıklarından biri, Donbas çevresinde düşmanın saldırılarını beş ay boyunca durdurması olmuştur. Düşmana ağır kayıplar verdirmiş, ancak kendisi ve askerleri de ciddi zayiatlar vermiştir. Bu büyük çatışmalardan sonra Binbaşı Aslanov Moskova’ya çağrılmış ve Kırım’a, 55. Müstakil Tank Tugayı’na tugay komutan yardımcısı olaraq atanmıştır.
55.Tugay komutan yardımcısı olaraq Hazi Aslanov, Kerç yakınlarında Almanlarla şiddetli çatışmalarda yer almıştır. Savaş deneyimlerini şöyle anlatmıştır: “Kerç, Semisotka ve 8 Mart köyü civarında Almanlarla şiddetli çatışmalara girdik.”
1941 sonbaharında Sovyet Ordusu, Leningrad, Tikhvin, Rostov ve Kırım çevresinde Alman ordusuna karşı güçlü darbeler indirdi. Buna rağmen, Kasım ayı sonunda Moskova yakınlarında durum oldukça ağırlaştı. Almanlar, Moskova’yı ele geçirmek için 60’tan fazla tümen toplamıştı.
Aralık ayında Binbaşı Hazi Aslanov, Moskova yakınlarındaki tarihi savaşta yer aldı. Bu savaş, tüm savaşın gidişatında kritik bir rol oynadı. Hazi Aslanov ve askerleri, gösterdikleri cesaret ve kahramanlıkla düşmanın planlarını bozarak vatanın savunmasında büyük başarı gösterdiler. Büyük Vatan Savaşı sırasında Aslanov, Sovyet Ordusu'nun en yetenekli ve kahraman tank komutanlarından biri olmuştu.
Mojaisk yönünde savaşan Sovyet piyade birliklerinden biri kuşatmaya alınmıştı ve bu birliğin kurtarılması için Binbaşı Aslanov’a özel emir verilmişti. Üstün taktik yetenekleri sayesinde Aslanov, düşmanın topçu ve makineli tüfek mevzilerini yok etti. Çatışma sırasında tankının sürücüsü ağır yaralanınca, Aslanov tankı bizzat kendisi sürerek birliklere liderlik etti. Sonuçta 40’tan fazla savaş aracı ve yüzlerce asker kuşatmadan kurtarıldı. Bu kahramanlığından dolayı Moskova yakınlarındaki savaşta “Kızıl Yıldız” Nişanı ile ödüllendirildi.
Harkov ve Stalingrad muharebelerinde, Hazi Aslanov’un komutasındaki 55. Müstakil Tank Tugayı, düşmana büyük darbeler indirdi. Savaşarak 40 kilometreden fazla mesafe kat edip Stalingrad-Salsk demiryolunu ele geçirerek Almanların ana ikmal hattını kesti. Tugay, düşmanın çok sayıda asker ve teçhizatını imha etti. Kotelnikovo yakınlarındaki savaşlarda 30 karşı taarruzu püskürten Aslanov’un birliği, bir piyade taburunu, 30 tankı ve 50 aracı yok etti. Bu üstün başarısından dolayı, 22 Aralık 1942’de Sovyetler Birliği Kahramanı unvanına layık görüldü.
Hazi Aslanov, sürekli olarak askerî bilgisini geliştirme arzusundaydı. Aralık 1943’ten Nisan 1944’e kadar Zırhlı Tank Birlikleri Akademisi’nin bir yıllık programını sadece üç ayda tamamladı ve tekrar doğrudan komuta ettiği 35. Muhafız Tank Tugayı’na döndü. 13 Mart 1944 tarihinde kendisine tümgeneral (tank birlikleri general-mayoru) rütbesi verildi.
1944 yazında, Beyaz Rusya ve 1. Baltık cephelerinin birlikleri taarruza geçti. Aslanov’un tank tugayı, Beyaz Rusya’nın büyük şehirlerini ve demiryollarını düşmandan kurtardı ve Vilnius yönündeki savaşlarda da aktif şekilde yer aldı. 24 Haziran’dan 13 Temmuz’a kadar düşmana ağır darbeler vuran tugay, 35. Muhafız Tank Tugayı olarak Kızıl Bayrak Nişanı ile ödüllendirildi, Aslanov ise II. Dereceden Suvorov Nişanı aldı. 1 Ağustos'ta tugay, Yelgava şehrini düşmandan temizledi.
Hazi Aslanov, Volga’dan Baltık kıyılarına kadar uzanan savaşlarda usta bir komutan olarak kendini kanıtladı. 1944 yılı taarruz operasyonları sırasında, 8 kez Yüksek Başkomutanlık tarafından teşekkürle ödüllendirildi. Savaşın ilk günlerinden itibaren çatışmalara katılan Aslanov, Moskova yakınlarında gösterdiği kahramanlık nedeniyle Kızıl Yıldız Nişanı ile ödüllendirilmişti.
O, 55. Müstakil Tank Alayı ile General Manstein’in tank ordusunun imha edilmesinde özel bir başarı göstermiştir. SSCB Yüksek Sovyeti Başkanlığı’nın Kararnamesinde şöyle yazılmıştır:
"Hazi Ehmed oğlu Aslanov, cephe komutanlığının görevlerini örnek şekilde yerine getirmiş, kahramanlık ve cesaret göstermiş, emrindeki birliklere ustalıkla ve metanetle liderlik etmiştir."
Bu nedenle kendisine Sovyetler Birliği Kahramanı unvanı verilmiş, alayı ise "Muhafız" (Gvardiya) statüsü kazanmıştır.
Hazi Aslanov’un savaş yolu, Stalingrad’dan Baltık kıyılarına kadar uzanıyordu. 24 Ocak 1945’te, Letonya’nın Priyekule yakınlarında, savaş meydanının dışında, komutanların muharebe gözlem noktası civarında, yaklaşık 15 üst rütbeli subayın bulunduğu bir anda, gizemli bir şekilde, uzaktan açılan bir uçaksavar ateşi sonucu ağır şekilde yaralanmıştır. Yaralandıktan sonra 23 saat hayatta kalan Hazi Aslanov için tedavi amacıyla Moskova’ya uçak gönderilmiş, ancak yolda hayatını kaybetmiştir.
Onun kişisel doktoru Beqiaşvili ile yazar-gazeteci Musa Bagırov’un “Komutanın Kaderi” adlı belgesel kitabında yer alan bilgiye göre, Beqiaşvili yaralanma anında olay yerinde bulunmamış, ancak kısa sürede oraya ulaşmıştır. Durumun ciddiyetini gören doktor, kendi kanından 500 gram vererek Hazi’yi geçici olarak hayata döndürmüştür. Yaralı Hazi Aslanov, hatta şaka yapmaya bile başlamıştır. Onu Moskova’ya götürmek için özel uçak geldiği hâlde, Beqiaşvili zorla Aslanov’un yanından uzaklaştırılmıştır. Bu durum, onun yaşamasını engellemek için planlı bir girişim olarak değerlendirilmektedir. Beqiaşvili’ye göre, Hazi Aslanov bir suikaste kurban gitmiştir.
Hatta bu suikastın Baltık Cephesi Komutanı, Ermeni general İvan Hristoforoviç Bagramyan tarafından organize edildiği iddia edilmektedir. Çünkü yaralanma, savaş alanından çok uzakta, kendi ordumuzun açtığı bir top atışı sonucu gerçekleşmiştir.
Hazi Aslanov, savaş süresince gösterdiği kişisel cesaret ve kahramanlık nedeniyle şu madalya ve nişanlarla ödüllendirilmiştir: “3 Kızıl Bayrak Nişanı”, “II. Dereceden Suvorov Nişanı,” “Aleksandr Nevski Nişanı”, “ I. Dereceden Vatan Savaşı Nişanı”, “2 Kızıl Yıldız Nişanı” ve birçok madalya.
1944 yılında, Beyaz Rusya cephesindeki kahramanlığı nedeniyle, ikinci kez Sovyetler Birliği Kahramanı unvanına aday gösterilmiş, ancak Ermeni General İ. Bagramyan’ın engellemeleri sonucu bu unvan resmî olarak verilmemiştir.
Hazi Aslanov’a ikinci Sovyetler Birliği Kahramanı unvanı, ölümünden 46 yıl sonra, 1991 yılında verilmiştir.
Azerbaycan halkı ve tüm Sovyetler Birliği, Hazi Aslanov’un kahramanlığını asla unutmadı. Azerbaycan’da onun adına Bakü’de park, büst, cadde, metro istasyonu, okul ve yerleşim yeri vardır. Lankaran’da ise park, okul, heykel, ev-müzesi, büst ve cadde onun adını taşımaktadır. Ağstafa’da bir yerleşim yeri, diğer birçok bölgede de ana caddeler onun adıyla anılmaktadır.
Azerbaycan Yüksek Askerî Okulu’nun ilk bölüğünün şeref panosunda onun adı daima yer almıştır.
Hazi Aslanov’un hatırası, ayrıca “Azerbaycan Hazar Deniz Taşımacılığı” ve “Palmali” denizcilik şirketlerine ait tankerlerin adlarında da yaşatılmaktadır.
Azerbaycanlı yazar Hüseyin Abbaszade’nin “General” adlı romanı ve “Azerbaycanfilm” stüdyosunun 1985 yapımı “Seni Hayattan Çok Sevmiştim” adlı filmi ona ithaf edilmiştir. 2019 yılında, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Hazi Aslanov’un 110. doğum yıldönümünün kutlanmasına dair bir kararname imzalamış, 2025 yılı Ocak ayında ise 115. yıldönümü dolayısıyla kapsamlı etkinlikler düzenlenmiştir. Bu kapsamda kitaplar, sanal sergiler ve çeşitli anma materyalleri hazırlanmıştır.
Hazi Aslanov’un kahramanlığı yalnızca Azerbaycan’da değil, başka ülkelerde de tanınmaktadır.
Rusya’nın Volgograd şehrinde, Belarus’un Smorgon ve Vileyka şehirlerinde onun anısına heykeller ve anı levhaları yerleştirilmiş, caddelere adı verilmiştir.