Azerbaycan kadınları tarih boyunca halkımızın en zor ve çetin dönemlerinde ön saflarda yer alarak, cesaretleri, fedakârlıkları ve derin vatanseverlikleri ile öne çıkmışlardır.

Onların kahramanlık geleneği yalnız belirli bir döneme veya olaya bağlı kalmamış; aksine, yüzyıllar boyunca halkımızın milli varlığını koruyan, devletçilik ideallerini güçlendiren ve milli-manevi değerlerin oluşumunda önemli bir rol oynayan bir gelenek haline gelmiştir. Kadınlar hem anne, hem kardeş, hem de çocuk olarak ailenin temel direği olmuş, aile birliğinin kutsallığını korumakla kalmamış, aynı zamanda devletin ve milletin temeli, milli ruhun koruyucusu ve gelecek nesillerin yetiştiricisi rolünü de üstlenmişlerdir. Gerekli olduğunda, erkeklerle birlikte savaşarak milli özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde yer almış, barış dönemlerinde ise bilim, eğitim, kültür ve toplumsal faaliyetlerde fedakârca çalışmışlardır.
Azerbaycan kadınlarının iradesi ve azmi yalnızca kişisel yaşamla sınırlı kalmamış; onlar aynı zamanda halkın kaderinde, devletin inşasında ve vatanseverlik ruhunun oluşumunda aktif rol oynamışlardır. Onların kahramanlığı, cesareti ve sadakati nesilden nesile aktarılan bir örnek olmuş, genç nesillerin vatan bağlılığı ve fedakârlık ruhuyla yetişmesine hizmet etmiştir.
Dolayısıyla, Azerbaycan kadınları yalnızca ailenin ve devletin temeli değil, aynı zamanda halkın milli kimliğinin, mücadele ruhunun ve özgürlük arzularının simgesi olmuş, tarihsel dönemlerin zorlu sınavlarında ön saflarda yer alarak gelecek nesillere örnek oluşturmuşlardır.
Devlet bağımsızlığının yeniden tesis edilmesiyle birlikte Azerbaycan’ın karşılaştığı zorluklarda kadınların rolü daha da belirginleşmiştir. Karabağ savaşı yıllarında, toprak bütünlüğümüzün savunulmasında ve milli ordunun kurulmasında kadınların katılımı tarihi bir kahramanlık sayfası olarak kaydedilmiştir. Onlar yalnızca arka saflarda değil, savaş meydanında da cesaret göstererek erkek askerlerle omuz omuza savaşmışlardır. Hem tıp personeli, hem asker, hem de haberleşme, kuryer ve diğer alanlarda görev yapan kadınlar, hayatlarını riske atarak halkın kaderine ortak olmuşlardır.
1992–1994 yıllarında gerçekleşen kanlı ve zorlu çatışmalarda Azerbaycan kadınlarının katılımı özellikle dikkat çekicidir. Bu dönemde Milli Ordunun 74 bin askeri personelinden yaklaşık 2 bini kadınlardan oluşmakta olup, bunların 600’ü doğrudan savaş operasyonlarına katılarak büyük cesaret ve kahramanlık örnekleri sergilemiştir. Bu kadınlar yalnızca savaş alanında değil, aynı zamanda yaralıların kurtarılması, tıbbi yardım sağlanması, keşif, haberleşme, lojistik ve diğer stratejik görevlerin yerine getirilmesinde de aktif rol almışlardır.
Kadınlardan oluşan taburun kurulması Azerbaycan askeri tarihinde eşsiz bir olay olarak kaydedilmiştir. Bu, kadınların yalnızca ailede ve toplumsal hayatta değil, aynı zamanda askeri alanda da vatan uğruna mücadeleden geri kalmadıklarını gösteren en belirgin örnek olmuştur. Onlar cesaretleri, fedakârlıkları ve profesyonellikleri ile hem erkeklerin hem de tüm halkın saygısını kazanmış, savaş alanında vatanseverlik ve patriotizm örneği sergilemişlerdir.
Askeri operasyonlara katılan kadınlar yalnızca fiziksel güçlerini değil, aynı zamanda azim ve irade güçlerini de göstermişlerdir. Bu faaliyetleri, gelecek nesiller için hem cesaret hem de vatanseverlik örneği olarak tarihe geçmiştir. Azerbaycan kadınlarının bu rolü, aynı zamanda modern orduda ve toplumda kadınların önemini, liderlik yeteneklerini ve vatanseverlik ruhunu daha da vurgulamıştır.
Kadınların katılımı yalnızca silah taşımakla sınırlı kalmamıştır. Onlar savaş alanında yaralı askerleri kurtaran, kanlı hastane ortamlarında hayat kurtaran, gece gündüz çalışarak ordunun sağlığını koruyan görünmez kahramanlara dönüşmüşlerdir. Tıp personeli ve kadın doktorların sayısı hızla artmış, gönüllü olarak orduya katılan bu kadınlar en zorlu koşullarda bile profesyonel ve insani görevlerini yerine getirmekten çekinmemişlerdir.

Kapak 2025 09 17T165647.093
Şekil 1. Rehile Orucova
Azerbaycan kadınlarının bu kahramanlık geleneği günümüzde de devam etmektedir. Onlar yalnızca askeri alanda değil, aynı zamanda modern ordu inşasında, devlet yönetiminde, bilim ve eğitimde, diplomasi, kültür ve sanatta aktif rol alarak ülkemizin gelişimine önemli katkılar sağlamaktadırlar. Kadınlarımız ayrıca genç nesillerin milli ruhta yetiştirilmesinde, vatanseverlik ve özgürlük duygusunun aşılanmasında büyük rol oynamakta ve onların kişisel ve manevi gelişimine etki etmektedir.
Dolayısıyla, Azerbaycan kadınları sadece hayatın gözlemcisi değil, onun aktif katılımcısı, halkın kaderini değiştiren ve toplumun gelişimine yön veren büyük bir güçtür. Onların cesareti, fedakârlığı ve vatanseverliği tarihî belleğimizde sonsuza dek yaşayacak ve gelecek nesiller için örnek teşkil edecektir.
Bu kahraman kadınların en parlak örneklerinden biri de Birinci Karabağ Savaşı katılımcısı, Şehitler Hıyabanı’nda defnedilmiş ilk Azerbaycanlı kadın savaşçı – Rehile Orucova’dır. O, yalnız savaş alanında cesaret göstermekle kalmamış, aynı zamanda hemşire olarak yaralıların hayatını kurtarmış, ön saflarda hem asker hem de gönüllü olarak Vatan uğrunda canını feda etmiştir. Rehile Orucova’nın fedakârlığı, vatanseverliği ve kahramanlığı, Azerbaycan kadın kahramanlık geleneğinin sembolü olmuş ve onun hatırası gelecek nesillere örnek olarak aktarılmaktadır.
Böyle kadınlar yalnız tarihte iz bırakmakla kalmamış, aynı zamanda modern dönemde Azerbaycan kadınlarının toplumun tüm alanlarında liderlik ve aktif rol örnekleri olarak, vatan sevgisini yaşatma ve koruma misyonunu sürdürmelerine ilham vermiştir. Onların kahramanlığı hem fiziksel hem de manevi gücün sembolü olup, Azerbaycan kadınlarının milletimizin kaderinde oynadığı eşsiz rolü göstermektedir.

Kapak 2025 09 17T165608.374
Şekil 2. Rehile Orucova askerlerle

Rehile Orucova, 25 Eylül 1965 tarihinde Göyçə bölgesinde doğmuştur. 1973–1978 yılları arasında Ağstafa ilçesinde orta eğitimini tamamlamış, ardından 1979–1981 yılları arasında Bakü’de 109 numaralı okulda öğrenimine devam etmiştir. 1981 yılında 1 numaralı Bakü Tıp Okulu’na kabul edilen Rehile Orucova, burada eğitimini tamamladıktan sonra önce Bakü Acil Yardım Hastanesi’nin reanimasyon bölümünde, daha sonra Qədirli adına Baş Hövsan Hastanesi’nde görev almıştır. Vatanseverliği ve fedakârlığı, onu Azerbaycan Milli Ordusu saflarına yönlendirmiştir. Gönüllü olarak orduya katılan Orucova, ön saflarda hem hemşire olarak yaralıların hayatını kurtarmış, hem de sıradan bir asker olarak doğrudan savaş görevlerinde yer almıştır.
11 Mayıs 1992 tarihinde Ağdərə ilçesinin Leninavan köyü uğrunda gerçekleşen çatışmada kahramanca şehit düşen Orucova, iki gün sonra, 13 Mayıs 1992 tarihinde Bakü’de Şehitler Hıyabanı’na defnedilmiştir. Burada defnedilen ilk Azerbaycanlı kadın savaşçı olarak tarihe geçmiştir. Onun hatırası her zaman yüceltilmiş ve onurlandırılmıştır. 1992 yılının Eylül ayında, öğrenim gördüğü 109 numaralı okula şehidin adı verilmiş ve okulun bahçesine büstü yerleştirilmiştir. Bu uygulama, Rehile Orucova’nın fedakârlığının ve vatanseverliğinin nesiller boyu hatırlanmasını sağlamaktadır.

Kapak 2025 09 17T165528.438
Şekil 3. Rehile Orucova’nın anıt büstü

Rehile Orucova, Azerbaycan kadınının cesaretini, fedakârlığını ve vatanına bağlılığını simgeleyen şehitlerimizden biridir. O, yalnız savaş alanında kahramanlık göstermekle yetinmemiş, aynı zamanda ön saflarda yaralıların hayatını kurtaran bir hemşire olarak da fedakârlık örneği sergilemiştir. Onun cesareti ve vatanseverliği, ayrıca çatışmalardaki kararlılığı ve yiğitliği, kadınların da vatan uğrunda mücadelede erkeklerden geri kalmadığını gösteren parlak bir örnektir. Onun yaşamı ve faaliyetleri, Azerbaycan kadınlarının kahramanlık geleneğinin canlı bir göstergesidir.
Böyle kahraman kadınların hayat hikâyeleri göstermektedir ki, vatan uğrunda fedakârlık yalnız erkeklere ait bir görev değildir; Azerbaycan kadını da cesareti, yiğitliği ve sadakati ile halkının tarihi ve kaderinde vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. Rehile Orucova gibi kahramanlar, halkımızın milli ruhunun, özgürlük tutkusunun ve vatan sevgisinin simgesine dönüşmüştür.