Bütün ömrü hayat mücadelesi ile geçen, koca çınar Muharrem Usta.
Kendisini her ziyaret ettiğimde yaşı hayli ilerlemişti. Sıkıntılı olduğu, her hâlinden belli idi. Kendisine gösterilmeyen ilgisizlikten dolayı hiç kimseye sitem etmezdi. Hatta şu sözü sık sık kullanırdı; “İbrahim'im Allah devletimize zevâl vermesin, Allah bu günümüzü aratmasın” diyen ustanın gönlü zengindi. O zaman Neşat Ertaş Almanya'da idi ve derin bir of çekti, Neşet her ay para gönderiyor çevremiz fakir, yarısını onlar ile paylaşıyorum kalan bana yetmiyor dedi. Bir sazı, bir kekliği, bir de kendisini taşıyan emektar eşeği var idi. Muharrem Usda’nın yaşı ilerlemiş Neşet’in üvey annesi olan hanımı arzı kısmî felçli, Neşet’in üvey kardeşleri olan üç engelli çocuk ile bağ başında ki gece kondusunda sefil ve sefalet içerisinde 3 Aralık 1984 de aramızdan sessizce ayrıldı. Ne hikmetse yaşarken kıymeti pek bilinmedi ama vefatından sonra şehrin iki başına heykeli dikildi hatta emektar eşeğinin bile heykeli dikildi. Neşet Ertaş Kültür Merkezi’nde en büyük salona ismi verilerek iadeyi itibar edildi. Keşke hayatta iken biraz ilgi gösretilse idi.
Zurnacı Ayvaz usta ile gazeteci dursun Yastıman’ın girişimleri ile cenazesi kaldırıldı. Mekânın cennet olsun usta
Bende şiirimle diyorum ki ölmedin Usda…
