Sorumluluk mu, Ayrıcalık mı?
"Vekil mi, asıl mı?" sorusu, yerinde ve cevabı beklenen bir sorudur.
Çünkü asıl olan, halktır.
Milletin vekili, ağır bir sorumluluğun altına girdiğinin bilincinde olmalı, adaletin savunucusu olmalı, haksızlıkların karşısında durmalı ve halkın sorunlarını çözmek için gece gündüz çalışmalıdır.
Bir annenin gözyaşını dindirmek, bir gencin geleceğini kurtarmak, bir toplumun refahı için mücadele etmek, ancak bu bilinçle mümkün olabilir.
Milletvekili olmak, sadece bir unvan taşımak değildir.
Önemli olan, ülkemizde ve dünyada yaşanan haksızlıklara karşı çıkmak, acı dolu olaylara çözüm üretmek veya çözüm için çaba sarf etmektir. Unvan değil, icraat önemlidir.
Halkın yararına çalışmak, onların dertleriyle hemdert olmak, gerçek bir vekilin asli görevidir.
Vekiller, halkın sesi olmak ve onların temsilcisi olmak için seçilirler.
Ancak, vekiller gerçekten bu misyonu yerine getiriyor mu?
Eğer bu sorumluluk unutulursa, halkın güveni de kaybolur.
Kırşehir'in yüksek hızlı tren projesinden dışlanması, halkta büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Bu durum, yalnızca projeyi hayata geçirenlerin değil, aynı zamanda Kırşehir milletvekillerinin de sorumluluğundadır.
Vekiller, halkın ihtiyaçlarını ve taleplerini Ankara’da en güçlü şekilde dile getirmelidir.
Artık Kırşehir vekillerinin daha fazla sahada olması, vatandaşın sorunlarını anlamak ve çözüm üretmek için elini taşın altına koyması gerekmektedir. Vatandaşlar, sadece seçim dönemlerinde hatırlanmak istemiyor.
Günlük hayatlarındaki zorluklara çözüm bulunmasını bekliyorlar.
Vekillerin asli görevi de tam olarak budur.
Kırşehir, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle "gönül şehri" olarak anılmaktadır.
Ancak, bu şehrin sesi, onu temsil eden milletvekilleriyle duyulacaktır. Halkın taleplerine kulak tıkayan bir temsil anlayışı, Kırşehir'in kalkınmasının önünde en büyük engeldir.
Unutulmamalıdır ki, gerçek güç halktır; vekil ise halkın hizmetkârıdır.
Bu bilinçle hareket eden vekiller, halkın gönlünde taht kurar ve Kırşehir’i hak ettiği yerlere taşır.
TBMM’de milletin vekili olarak, halkın derdiyle dertlenenleri her daim takdir edilir.
Fakat Asil Milletin Vekili olarak meydanlara çıkıp, vatandaşın oyları ile seçilip, daha sonra küçük bir azınlık, klik, grup ve zümrenin iş takipçiliği konumuna düşen Vekilleri de, yazılarımız ve kalemimiz ile eleştirmesini de, biliriz!
Yaptıkları güzel hizmetleri kaleme almasını da biliriz.
Önemli olan halkın sorunlarını kendi sorunuymuş gibi takipçi olan vekiller halkın sevgisini alanlardır.