XX. yüzyılın başlarından itibaren Azerbaycan’da maarifçilik hareketinin güçlenmesi, kız okullarının açılması ve kadınların ilim ve eğitime dâhil edilmesi, milli kültürün birçok alanında olduğu gibi, görsel sanatlarda da önemli değişimlere yol açmıştır.

Bu dönemde kadınların toplumsal hayatta daha aktif hâle gelmesi, onların yaratıcılık potansiyelinin ortaya çıkmasına ve profesyonel sanat alanlarında kendilerini denemelerine imkân sağlamıştır.
İlk kez kadın ressamlar akademik eğitim almaya başlamış ve bu durum onların sanatta profesyonel bir konum kazanmalarına zemin hazırlamıştır. Onlar yalnızca gündelik hayat ve uygulamalı sanatlarla yetinmeyip, resim, grafik ve heykeltıraşlık gibi görsel sanatların farklı türlerinde eserler ortaya koymuşlardır. Kadın ressamların eserleri sergilerde tanıtılmış, sanat alanına getirdikleri yenilikler hem ülke içinde hem de uluslararası çevrelerde ilgiyle karşılanmıştır.
Bu dönem, aslında Azerbaycan kadınının toplumsal ve kültürel yaşamda yeni bir konum kazanmasının başlangıcı olmuştur. Önceleri kadın yaratıcılığı daha çok halıcılık, el işi nakış ve gündelik yaşama yönelik sanat türleriyle sınırlı iken, XX. yüzyılın başlarından itibaren onlar artık görsel sanatların temel alanlarında söz sahibi olmaya başlamışlardır.

Kapak 2025 09 30T160318.123

Rəssam Halide Seferova
Kadın ressamların yaratıcılığında milli motiflerin, geleneklerin ve kadın zarafetinin sentezi özel bir yer tutmaktaydı. Onların ortaya koyduğu eserler hem hayatın gerçekliğini yansıtıyor, hem de Azerbaycan kadınının iç dünyasını, duygularını ve vatanseverlik ruhunu sanat aracılığıyla canlandırıyordu. Bu dönemden itibaren kadınlar yalnızca sanat alanında değil, genel olarak milli-kültürel ortamın şekillenmesinde de aktif rol oynamışlardı. Azerbaycan görsel sanatlarının gelişiminde önemli hizmetleri olan Halide Seferova, 25 Ağustos 1926’da kadim kültür merkezlerinden biri olan Gence şehrinde dünyaya gelmiştir. İlk resim eğitimini 1941–1944 yıllarında Ezim Ezimzade adına Azerbaycan Devlet Resim Okulu’nda almış, daha sonra sanat yolunu devam ettirmek amacıyla 1949–1955 yıllarında Moskova’daki Tüm Birlik Devlet Sinematografi Enstitüsü’nün resim fakültesinde öğrenim görmüştür.
1946’da ressam Mahmud Tagiyev ile evlenen Halide Seferova, hem sanatında hem de özel hayatında bir sanatçı ailesinin parçası haline gelmiştir. O, tanınmış ressam Ekrem Tagiyev’in annesidir. Değerli sanatçı 23 Aralık 2005’te Bakü’de vefat etmiştir.

Kapak 2025 09 30T160348.976

Halide Seferova’nın ilk diploma çalışması “Cepheden Gelen Mektup” konusuna adanmıştı. İkinci diploma çalışması ise Nizami Gencevi’nin “Hüsrev ve Şirin” poemasına yaptığı illüstrasyonlardı. Bu eserler hem SSCB Resim Akademisi’nin sergilerinde, hem de uluslararası festivallerde – özellikle 1956 yılında Prag ve Paris’te düzenlenen film festivallerinde – sergilenmiştir.
Onun sanatında peyzaj ve natürmort türleri özel bir yere sahipti. Çiçeklerle natürmort serisine dahil olan “Sonbahar Çiçeği” (1956), “Zinya Çiçeği” (1971), “Bahar Çiçekleri” (1971), “Montmartre Çiçekleri” (1985) ve diğer eserleri ressamın ince duyarlılığını yansıtmaktadır. Aynı zamanda “Gülabdan”, “Kızılgül”, “Kır Çiçekleri”, “Balkonda”, “Nergisler” ve “Nar Çiçeği” gibi tabloları da dikkat çekmektedir.
Ressam, Mahmud Tagiyev ile birlikte 1947’de Bakü’de düzenlenen ilk ortak sergisinde 70’ten fazla yağlı boya ve grafik eseri, 150’den fazla etüt ve peyzaj sunmuştur. Halide Seferova aynı zamanda portre ustası olarak da tanınmaktaydı. Onun “Kapıcı”, balet sanatçısı “Leyla Vekilova’nın Portresi”, ressam “Maral Rahmanzade’nin Portresi”, “Mahmud Tagiyev’in Portresi” ve diğer eserleri bu türün başarılı örneklerindendir. 1960’lı yıllarda spor konularına yönelen ressam, “Jimnastikçiler”, “Bayrak Yarışı”, “Bisikletçi” (1969), “Futbolcular”, “Çövkən” gibi çok figürlü kompozisyonlar üretmiştir. Onun köy yaşamına adadığı tabloları – “Elma Toplayan Kız”, “Yağmurdan Sonra”, “Çınarlar”, “Kızılgüller ve Servi Ağacı” – Azerbaycan’ın farklı bölgelerinin doğasını ve insan yaşamını tasvir etmektedir. 1970’li yıllarda yarattığı “Benim Diyarım” triptiği (“Sıcak”, “Sabah”, “Akşam”) sanatında özel bir dönüm noktası olmuştur. 1985 yılında Fransa’ya seyahat eden Halide Seferova burada “Provence’ta Sonbahar”, “Marsilya Limanı”, “Paris Notre Dame Kilisesi”, “Mor Gece” ve diğer tablolarını yaratmıştır. Bu eserler ayrıca Fransa’nın Azerbaycan’daki Büyükelçiliği’nde de sergilenmiştir. Sanatçının eserleri ABD, Almanya, Rusya, Türkiye, Polonya, Çekya, Romanya ve birçok ülkede sergilenmiş, müzelerde ve özel koleksiyonlarda toplanmıştır.

Kapak 2025 09 30T160430.609

Halide Seferova’nın eserleri çeşitli yıllarda hem ülke içinde hem de yurt dışında geniş şekilde sergilenmiştir:
• 1947’de Bakü’de ilk kişisel sergi (Mahmud Tagiyev ile birlikte),
• 1980’de sanat yaşamının 35. yılına adanmış sergi,
• 1984 ve 2002’de Fransa Büyükelçiliği’nde sergiler,
• 1988’de Moskova’da ortak sergi.
Bunların dışında, 1945 ve 1946’da Bakü’de düzenlenen kadın ressamların cumhuriyet sergilerine de katılmıştır. Sanata verdiği katkılardan dolayı Halide Seferova, 1989 yılında Azerbaycan SSC Halk Ressamı unvanına layık görülmüştür.
Halide Seferova, Azerbaycan resim sanatında kendine özgü yeri olan seçkin bir ressamdı. Onun sanatı, milli kültürümüzün parlak sayfalarından birini oluşturur. Ressam, renklerin uyumundan, ışık ve gölge oyunundan ustalıkla faydalanarak, hem konu hem de üslup bakımından zengin eserler yaratmıştır. Eserlerinde milli kültürün derin katmanları, halkımızın gelenekleri, günlük yaşamın gerçek manzaraları ve aynı zamanda doğanın tükenmez güzellikleri geniş şekilde yansımaktadır. Ressam, insan psikolojisini, iç dünyasının inceliklerini fırçasıyla canlandırmayı başarmış, her bir portresine yaşam doluluğu kazandırmıştır.
Halide Seferova, yaratıcılığında özellikle Azerbaycan kadınının imajını ön plana çıkarmış; onların emeğini, zarafetini ve manevi gücünü sanatsal boyalarla ifade etmiştir. Onun tablolarında yalnız estetik güzellik değil, aynı zamanda milli kimliğin ve manevi değerlerin yüceltilmesi önemli bir yer tutmaktadır.
Seferova’nın zengin sanatı, Azerbaycan resim sanatının gelişiminde silinmez iz bırakmış, yeni nesil ressamlar için bir yaratıcı okul haline gelmiştir. O, sanatıyla milli resim ufkumuzu genişletmiş, Azerbaycan kadınının sanattaki rolunu daha da yücelten şahsiyetlerden biri olmuştur.