Ey devletin idare kademelerinde görev alanlar…
En tepedeki makamdan en mütevazı göreve kadar hepiniz bilmelisiniz ki sizler bu devletin sahibi değil, bu milletin emanetçisisiniz.
Unutmayın, devletin malı sizin malınız değildir.
Nasıl ki evinizin bütçesini dikkatle yönetiyor, cebinizdeki parayı özenle harcıyorsanız; aynı hassasiyeti kamu malı için de göstermek zorundasınız.
Sizi değerli kılan, oturduğunuz koltuk değil; o koltuğun asıl sahibi olan halka karşı duyduğunuz sadakat ve sorumluluktur.
Devlet; yolsuzlukla, rüşvetle, ihalelere fesat karıştırarak, israfla, yandaş kayırmayla değil; adaletle, şeffaflıkla ve liyakatle büyür.
Ben, kamu malını yiyene, devleti zarara uğratana, emaneti suiistimal edene “harami” diyorum.
Dünyalık çıkarlar uğruna ahiretini yakanlar, halkın vebalini sırtlanan haramiler…
Yetimin hakkına el uzatmak yalnızca haramilik değil, aynı zamanda büyük bir namussuzluk ve ihanettir.
Ve bilin ki emanete ihanet affedilemez bir suçtur.
Bu sözlerim kimilerine ağır gelebilir. “Abartıyorsun” diyenler olabilir.
Ancak hiçbir kelimesinde zerre kadar abartı yok.
Bugün gelinen noktada siyaset kurumu, sadece vaatleriyle değil, yolsuzluk dosyalarıyla da gündemdedir.
Toplum olarak haramileri aklamakla meşgulüz.
Kamu malını hoyratça harcayanlar, onu kendi serveti gibi görenler sözde görevlerinden alınıyor.
Fakat sorun kişilerde değil, zihniyettedir.
İsimler değişse de anlayış değişmediği sürece, bu milletin güvenini yeniden tesis etmek kolay olmayacaktır.
Partiler değişiyor, isimler değişiyor ama anlayış neredeyse aynı: Emaneti kendi malı gibi harcayan, koltuğu servet kapısına çeviren anlayış.
Artık vatandaş “kime güveneceğiz?” sorusunu yüksek sesle sormaktadır.
Şunun altını çizmeliyiz hırsızdan hırsıza fark vardır.
Bir ekmek çalanla, bir milletin geleceğini çalan haramilerle bir tutulamaz.
Ancak hedefimiz küçük hırsızlar değil, nitelikli harami hırsızlardır.
Kariyerli harami arsızlardır.
Büyük harami namussuzlardır.
Devlet malını ehil olmayana teslim eden, rüşvet karşılığında yetkisini kullanan, kamu gücünü şahsi servet için araç hâline getiren herkes haramidir.
Ve bu suçu görüp de sessiz kalanlar, arka çıkanlar, cezasız kalmasına göz yumanlar da bu suçun ortağıdır.
Ey sendika, cemaat, cemiyet, dernek ve vakıf yöneticileri!
Sizlere emanet edilen her kuruş, yetimin hakkıdır.
O paraya el uzatmak, o emaneti suiistimal etmek; yalnızca kul hakkı yemek değil, ahiretinizi yakmaktır.
Unutmayın: Karnınıza haram lokma değil, ateş doldurmuş olursunuz.
Bugün bu sözler kimilerine ağır gelebilir.
"Abartıyorsun" diyenler olabilir.
Ama hayır, abartı yok.
Gerçek budur.
Sizlere emanet edilen yetimin mazlumun garibanın yani başında bulunduğun devletin emanetlerini korumakla sorumlusunuz.
Bir kuruşuna bile haram karıştırmayın.
Şunu unutmayınız kamu malına el uzatmak, ateşin odunu olmaktır.