Azerbaycan halk uygulamalı sanatının en eski ve zengin dallarından biri halıcılıktır.

Bu sanat türü yüzyıllar boyunca halkımızın kültürel hafızasını, estetik zevkini ve dünya görüşünü yansıtan, nesilden nesle aktarılan milli miras örneklerinden biri olarak korunmuş ve yaşatılmıştır.

Arkeolojik bulgular ve yazılı kaynaklara göre Azerbaycan’da halıcılık sanatı Tunç Çağı’ndan (M.Ö. II. binyılın sonu – I. binyılın başları) itibaren gelişmiştir. Antik dönem yazarlarından Herodot, Klaudios Elianus, Ksenofon ve diğerleri de eserlerinde Azerbaycan halılarının kalitesinden bahsetmişlerdir. “Kitab-ı Dede Korkut” destanında ipekten dokunmuş halılar övgüyle anlatılmıştır. Sasani döneminde (III–VII yüzyıllar) ise altın ve gümüş ipliklerle zarif halılar üretilmekteydi.

XIII–XIV yüzyıllarda Azerbaycan halıları dış ülkelere ihraç edilmiş, bu halıların zarafeti ve ince motifleri Avrupa ressamlarının dikkatini çekmiştir. XV yüzyılda Hans Memling, “Çocuklu Meryem” adlı eserinde “Şirvan” halısına, Van Eyck “Aziz Meryem” resminde “Zeyve” halısına, Hans Holbein ise “Elçiler” tablosunda “Kazah” halısına yer vermiştir.

Kapak (45)

"Quba halıcılık okuluna ait Zeyve halısı (Madonna'nın ayağı altında), Jan van Eyck'in 'The Madonna with Canon van der Paele' adlı eserinde yer almaktadır."

XVIII yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan’ın kuzeyi birkaç hanlığa bölünmüş ve her hanlık kendine özgü bir halıcılık okulu geliştirmiştir. Bu dönem, halıcılığın daha da yaygınlaştığı bir dönem olmuştur. XIX yüzyılda Cebrayıl’da “Hanlık” halısı, Laçın’da “Kasımuşağı” halısı, Füzuli’de “Behmenli” halısı ve diğer özgün örnekler ortaya çıkmıştır.

Karabağ halıcılık okulu, Azerbaycan’ın güneybatısında, dağlık ve ova bölgelerinde gelişmiştir. Şuşa, Ağdam, Cebrayıl, Füzuli, Hadrut ve diğer bölgeler bu okulun başlıca merkezleri olmuştur. “Aran”, “Behmenli”, “Hanlık”, “Malıbeyli”, “Lempə”, “Karabağ” gibi halılar bu okulun klasik örneklerindendir. Özellikle Şuşa kenti, XVIII yüzyılda bu halıcılık okulunun merkezi hâline gelmiştir.

Maliıbeyli Halısı(Karabağ)

Malıbeyli halısı (Karabağ)

Azerbaycan’da yedi ana halıcılık okulu tanınır: Abşeron, Kuba, Şirvan, Gence, Kazah, Karabağ ve Tebriz. Halılar teknik açıdan ise iki gruba ayrılır: havlı ve havsız halılar. Havsız halı türleri arasında kilim, palas, cicim, sumak, verni, şedde ve diğer ev eşyaları yer alır. Bu türler halkın yaşam tarzıyla yakından ilişkilidir.

1. Abşeron Halıcılık Okulu, Azerbaycan halıcılık okullarından biridir. Bu okul, Abşeron bölgesine bağlı Goradil, Novkhani, Surakhani, Khilbuta, Nardaran, Bulbule, Fatmayi, Mardakan, Gala, Khile köylerini ve ayrıca Khizi bölgesini kapsamaktadır. Ayrıca Fındıgan, Khil, Kesh ve Hadi gibi halıcılık merkezleri de bulunmaktadır.

Bu halıcılık okulunun ürünleri, kumaşın yumuşaklığı, yoğun renkleri, yüksek sanat zevki ve işçiliğin inceliği ile ayırt edilir. Bu okulda on farklı kompozisyon toplanmıştır. Halıların üzerindeki tarihî kaynaklar ve yazıtlar, bu köylerde halıcılığın yaygın olarak geliştiğini ve halı ürünlerinin ülke sınırlarının ötesine ihraç edildiğini göstermektedir. Halı kompozisyonlarında sıkça medalyon motiflerine rastlanır. Bunlar genellikle geometrik işleme ile stilize edilmiş, orijinal biçimlerinden uzaklaşmış bitki tasvirleriyle doldurulmaktadır.

Bakı (Bakü) okulu, Abşeron’un Goradil, Novkhani, Nardaran, Bulbule, Fatmayi, Mardakan, Gala, Khile ve diğer köylerini, ayrıca Abşeron dışında yer alan Khizi ilçesi ile ona bağlı Qadi, Hil, Kesh, Fındıgan gibi halı üretim merkezlerini içine alır. Bakı halıları, yumuşak dokusu, renklerinin yoğunluğu, sanatsal özgünlüğü ve motiflerinin inceliği ile öne çıkar. Halı süslemelerinde geometrik formlu güller ve kıvrımlı hatlı bitkisel motifler hakimdir.

Bakı grubuna ait halıların renk paletinde, genellikle orta alan için koyu mavi tonlar, nadiren kırmızı ve sarı renkler kullanılır. Bu halıların çoğu üretildiği köyün adını taşımaktadır. Bakı grubuna “Khile-buta halıları”, “Khile-afshan halıları”, “Novkhani halıları”, “Surakhani halıları”, “Gala halıları”, “Bakı halıları”, “Goradil halıları”, “Fatmayi halıları”, “Fındıgan halıları”, “Qadi halıları” ve benzeri çeşitler dahildir.

2. Quba halıcılık okulu — Konakkent (Qonaqkənd) ve Deveçi (Dəvəçi) ilçeleri dahil olmak üzere yaklaşık 35 desen kompozisyonuna sahip halıları kapsamaktadır. Quba bölgesi, tarih boyunca birçok farklı kabilenin yerleştiği bir bölgedir. Günümüzde burada Azerbaycan Türkçesi, Lezgi, Tat, Hınalık, Cek, Buduq, Gırız ve başka dillerde konuşan halklar yaşamaktadır. Quba halıları geniş desen çeşitliliğine sahiptir ve bazen komşu köylerde dokunmalarına rağmen desen farklılıklarıyla ayırt edilirler. Bu halıların motiflerinin büyük çoğunluğu stilize edilmiş coğrafi ve bitkisel öğelerle karakterize edilir.

Bu halılar arasında "Gırız", "Gımıl", "Konakkent", "Şahnezerli" ve diğerlerini örnek göstermek mümkündür. İlk bakışta Quba halılarında desenlerin çeşitli özellikleri hemen fark edilir.

3. Şirvan Halıcılık Okulu, estetik açıdan değerli halılarıyla tanınmaktadır. Şirvan, Azerbaycan’ın en eski tarihî bölgelerinden biridir. Halı dokuma sanatı, bu bölgede hem yerleşik hem de göçebe halk arasında yaygın bir uğraş alanı olmuşdur. Şirvan halıcılık okuluna; Şamaxı, Qobustan (Mərəzə), Ağsu, Kürdəmir gibi şehir ve ilçelerde dokunan halılar dâhil edilmektedir. Bu okul, toplamda 25 kompozisyon tipini bünyesinde barındırmaktadır. Ayrıca, sanatsal ve teknik özellikleri bakımından benzerlik gösteren Salyan halıları da bu gruba dâhil edilmektedir.

Şirvan halıları, karmaşık desen yapıları ve çok sayıda insan, kuş ve gündelik yaşama dair betimlemeler içermeleriyle öne çıkmaktadır. Bu halıcılık okulu, Şamahı, Merezə, Aksu, Kürdəmir, Kazımemmed (Hacıkabul), Göyçay ve bu bölgelere bağlı köyleri kapsamaktadır. Şirvan halıcılık grubuna ait belli başlı kompozisyonlar arasında “Mereze halısı”, “Qobustan halısı”, “Şirvan halısı”, “Kürdəmir halısı”, “Şilyan halısı”, “Şirelibey halısı”, “Çuhanlı halısı”, “Bico halısı”, “Sor-Sor halısı” ve “Hacıqabul halısı” yer almaktadır.

Şirvan halılarının zengin ve girift motif kompozisyonları Orta Çağ'dan bu yana büyük ün kazanmıştır. Bu halıların sanatsal değeri hakkında 6.–8. yüzyıllar arasında yaşamış Alman ve İngiliz tüccarlar ile seyyahlar, kendi seyahatnamelerinde değerli bilgiler aktarmışlardır. 14.–15. yüzyıllarda ise bu halılar Avrupa ressamlarının eserlerinde tasvir edilmiştir. Bu kapsamda, 15. yüzyılda yaşamış Hollandalı ressam Hans Memling, “Meryem ve Çocuğu” adlı tablosunda bir Şirvan halısı betimlemesine yer vermiştir.

Ş İ R V A N

Şirvan halısı

4. Gence Halıcılık Okulu, Azerbaycan’ın önemli geleneksel halıcılık okullarından biridir. Bu okul, Gence şehri ve ona bağlı köylerin yanı sıra Gedebey, Goranboy, Şemkir ve Samukh bölgelerini kapsamaktadır. Halıcılık okulunun əsas merkezi tarih boyunca Gence şehri olmuştur. 10.–11. yüzyıllardan itibaren Gence, yalnızca Azerbaycan’ın en büyük ipek üretim merkezlerinden biri değil, aynı zamanda yüksek kaliteli yün ve ipek halılarıyla da tanınmıştır.

Gence Halıcılık Okulu; Gence, Kadim Gence, Faxralı, Samukh, Gedebey, Çaylı, Çıraqlı, Şadılı gibi kompozisyonları kapsamaktadır. Bu okula ait ve tarihî dönemlerde namazlık halısı olarak kullanılan Faxralı halıları, üstün sanatsal nitelikleri ve özel dokuma teknikleri ile ön plana çıkmaktadır.

Gence halıları, bu halıcılık okulunun yüksek kaliteli halı kategorisine dâhil edilir. Bu halılar yalnızca Gence şehrinde değil, aynı zamanda Karabağlı, Borsunlu, Şadılı, Karadağlı, Şemkir ve diğer halıcılık merkezlerinde de dokunmaktaydı. Gence şehrinde üretilen halılar, “Gence-şehir” adıyla anılmakta ve bu halıların piyasa değeri, kırsal alanlarda dokunan Gence halılarına kıyasla daha yüksek olmaktaydı.

Gence halıları, kompozisyonları, renk tercihleri ve motiflerin düzeni açısından oldukça çeşitlidir. Bununla birlikte, bu halıların kendine özgü ayırt edici nitelikleri vardır. Bu özellikler sayesinde Gence halıları, diğer yöresel halılardan kolayca ayrılır:

· Birinci tür Gence halılarında, zemin alanı çapraz (diyagonal) çizgilerle bölünmüş olup, bu çizgiler boyunca sıralanmış stilize butalar (badem motifleri) yer alır. Bu tasarım yalnızca Gence halılarına özgüdür.

· İkinci tür Gence halılarında ise zemin alanı birkaç adet göl (madalyon) ile süslenmiştir. Bu göller çoğunlukla haç benzeri veya sekizgen formdadır.

Gence Halıcılık Okulu, tarihî derinliği, teknik zenginliği ve motif çeşitliliğiyle Azerbaycan halıcılık kültüründe önemli bir yere sahiptir.

5. Gazah Halıcılık Okulu, Azerbaycan’ın geleneksel halıcılık okullarından biridir.

Bu halıcılık okuluna, Gazah; Gürcistan sınırları içerisindeki Borçalı bölgesi (Azerbaycanlıların yaşadığı yer); ve 1988 yılına kadar Azerbaycanlıların tarihî yaşam alanı olmuş Ermenistan topraklarında yer alan Göyçe halıcılık merkezleri dahildir.

Gazah halıcılık bölgesi, Azerbaycan’ın kadim şehirlerinden biri olan Gazah ve çevresindeki köyleri, ayrıca Ağstafa ve Tovuz ilçelerini kapsamaktadır.Göyçe halıcılık merkezi; Bembak, Ləmbalı, İcevan, Qaraqoyunlu köylerini ve Göyçe Gölü’nün (günümüzde Sevan Gölü) çevresini içine almaktadır. Borçalı halıcılık merkezi ise; Borçalı, Qarayazı, Qaraçöp ve Qaçağan halıcılık bölgelerinden oluşmaktadır.

6. Karabağ Halıcılık okulu, Azerbaycan’ın geleneksel halıcılık okullarından biridir. Karabağ halıları, farklı biçimsel ve kompozisyonel özellikleriyle öne çıkan 33 kompozisyona sahiptir. Yerli koyun ırklarının yün kalitesine bağlı olarak, bu halılar yoğun ilmekli, yüksek havlı ve yumuşak dokulu olmalarıyla karakterize edilir. Karabağ halıları, canlı bir renk paleti ve hayat dolu motif yapısıyla tanınır. Biçimsel yapılarına göre bu halılar dört grupta incelenir: madalyonsuz halılar, madalyonlu halılar, namazlık (seccade) tipi halılar ve figüratif/konulu (süjetli) halılar.

Bu halılar, Karabağ bölgesinin dağlık kesimlerinde bulunan Malıbəyli, Muradxanlı, Daşbulaq, Cəbrayıl, Horadiz gibi yerleşim birimlerinde yoğun olarak üretilmiştir. Karabağ halılarının motifleri, yüksek sanatsal değere sahip olmalarının yanı sıra, özgün anlatım biçimleri ile benzerlerinden ayrılır. Kompozisyonlar genellikle yatay simetri ilkesi doğrultusunda düzenlenmiş olup, geleneksel halk sanatının estetik anlayışını yansıtır.

Başlangıçta Karabağ halılarında, estetik desenlerle birlikte av sahneleri önemli bir yer tutmaktaydı. Ancak zamanla halıcılıkta av temalarına olan ilgi azalmış, bu tür dinamik sahnelere halılarda nadiren rastlanır hâle gelmiştir. Son dönemlerde bu sahnelerin yerini, yalnızca avcılığa ilişkin semboller ve alegorik ögeler almıştır. Bu dönüşüm, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde av temalarının tamamen terk edilmesiyle sonuçlanmış; bunun yerine, kompozisyon bütünlüğü içerisinde anlam birliği taşıyan hayvan figürleri tercih edilmiştir.

Bu evrimsel süreç aynı zamanda “Şəddə” tipi halıların, havlı (xovlu) halılar üzerindeki stilistik etkisini de ortaya koyar ve bu etkinin arka planını açıklar.

7. Tebriz Halıcılık okulu, Azerbaycan’ın en eski ve en tanınmış halıcılık okullarından biridir. Bu ekol; Tebriz, Erdebil, Meraga, Merend, Maku, Hoy, Urmiye, Zencan, Karaca, Heris, Serab, Ahmedabad, Mirish, Eher, Salmas, Görevan, Senne, Karadağ ve daha birçok halıcılık merkezini kapsamaktadır. Bu bölgede yaşamış Türk dilli boylar, halıcılığın ortaya çıxışı və inkişafında tarix boyunca mühim rol oynamış, farklı dönemlerde İran halıcılık sanatının şekillenmesine kayda değer etkilerde bulunmuşlardır. Orta Çağlarda Doğu’nun en zengin şehirlerinden biri olan Tebriz’in Avrupa ile gelişmiş ticaret ilişkileri, halıcılık sanatının hızlı gelişimini teşvik etmiştir.

Güney Azerbaycan halıları, kompozisyon anlayışı, konu anlatımı, renk uyumu ve teknik özellikleri bakımından 16. yüzyılda Tebriz ekolünün en parlak dönemini yansıtır. Bu halılarda klasik dönem minyatür sanatının etkileri hâlen hissedilmekle birlikte, önceki üsluplardan belirgin biçimde uzaklaşıldığı göze çarpar. Konu anlatımı parçalanmış, temalar dekoratif öğelere indirgenmiş; olay örgüsü ve anlatı niteliği zayıflamıştır. Genellikle, avcı figürlerinin yerini soyut ve bitkisel motiflerle işlenmiş süsleme unsurları almıştır. 16. yüzyılın başlarından 20. yüzyılın ortalarına kadar uzanan dönemde dokunan “Dört Mevsim” tipi Tebriz halıları, yılın dört mevsimini anlatan bütüncül bir sanatsal-anlatı yapısı içinde değerlendirilir. Bu kompozisyonlarda, halının orta alanı geleneksel biçimde dört parçaya bölünmüş olup, her bir bölüm bir mevsimi simgeler. Mevsimsel temalar, tarımsal yaşam biçiminin ve eski mistik kültlerin etkisiyle, zodyak burçları ve Doğu mitolojisine özgü semboller aracılığıyla somutlaştırılmıştır.

Tebriz halılarındaki madalyon ve medalyon dizilimi boyunca, Azerbaycan mimarisine ait anıtların betimlenmesi ve tarihî-dinî şahsiyetlerin tasvir edilmesi, doğrudan bir taklitten ziyade, geleneksel Doğu estetiğine dayalı özgün bir yorum niteliğindedir. Dört net bölüme ayrılmış kompozisyon, Doğu’nun meşhur “bahçeler ve bahçecikler” kültürünün halılara yansıması olarak değerlendirilir.

Bu tür halılar hakkında 12. yüzyıl kaynaklarında dahi bilgi yer almaktadır. Örneğin, 637 yılında Arap fatihleri Sasani başkenti Ktesifon’u ele geçirdiğinde, ganimet olarak aldıkları “Hüsrev’in Baharı” adlı halı, eşsiz bir servet olarak kabul edilmiştir. Bu halının zemininde çağlayanlar, çiçekli ve sulak bahçeler, kanal ve dere motifleri betimlenmiştir.

Bu anlatım, Tebriz halıcılık okulunun yalnızca teknik ustalık açısından değil, anlatı zenginliği ve kültürel hafızayı taşıma gücü açısından da klasik Doğu sanatının zirvelerinden biri olduğunu ortaya koymaktadır.

Tebriz

Tebriz halısı

Azerbaycan halıları yalnızca bir ev eşyası değil, aynı zamanda birer sanat eseridir. Tebriz halıcılık okuluna ait bazı halıların taslaklarının ünlü minyatür ustası Sultan Muhammed tarafından çizildiği düşünülmektedir. Halıların motiflerinde muğam müziğinin süslemeli yapısına benzer estetik ögeler görülmektedir. Bu durum halıyı, müzik kadar zengin ve etkileyici bir sanat dalına dönüştürmektedir. Azerbaycan halılarının en ünlüsü ve en büyüğü sayılan “Şeyh Safi” halısı, 1539 yılında Tebriz’de Erdebil Camii için dokunmuştur. Günümüzde Londra’daki Victoria ve Albert Müzesi’nde saklanan bu sanat şaheseri, Safevi hükümdarı I. Tahmasib’in fikri doğrultusunda hazırlanmıştır.

Azerbaycan Halısı ve Halk Uygulamalı Sanatı Devlet Müzesi, koleksiyonunda nadir sanat eserlerini toplamıştır. Müzede Kuba, Karabağ, Bakü, Gence ve diğer halıcılık okullarına ait yüzlerce halı sergilenmektedir. Müze, düzenlediği uluslararası sempozyumlar ve sergiler aracılığıyla halı sanatımızı dünya çapında tanıtmaktadır. UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Mirasın Temsili Listesi’ne dâhil edilmesi, bu sanatın küresel ölçekte tanınmasının önemli bir göstergesidir.

Ne yazık ki, birçok Karabağ halısı Ermeniler tarafından sahiplenilmiş ve Avrupa’da “Ermeni halısı” olarak sunulmuştur. “Hanlık”, “Şuşa”, “Beyaz Çiçekler” gibi halılar buna örnektir. Bu durum yalnızca maddi kültürel mirasımıza değil, aynı zamanda ulusal kimliğimize karşı da ciddi bir tehdittir. Bu nedenle halı sanatımızı korumak ve gelecek nesillere aktarmak her bir vatandaşın görevidir. Tarih boyunca Azerbaycan’ın birçok bölgesinde halıcılık, kadınların başlıca uğraş alanlarından biri olmuştur. Kadınlar halı dokuyarak yalnızca aile ekonomisine katkıda bulunmamış, aynı zamanda sanatsal yeteneklerini de ortaya koymuşlardır. Bu süreç, hem kolektif emeği hem de toplumsal etkileşimi destekleyen bir ortam yaratmıştır. Günümüzde halıcılık, kadınların istihdamını artırmak ve toplumsal statülerini güçlendirmek adına önemli bir araç hâline gelmiştir. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle birçok halıcılık atölyesi ve kursu açılmakta, kadınlara hem mesleki eğitim verilmekte hem de ekonomik bağımsızlıkları sağlanmaktadır.

Halıcılık, Azerbaycan’ın turizm potansiyelinde de özel bir yere sahiptir. Ülkeye gelen turistler, geleneksel sanat örneklerine ilgi duymakta ve bu bağlamda halıcılık hem özgün bir deneyim hem de eşsiz bir hatıra (souvenir) olarak sunulmaktadır. Turistlere yönelik halı dokuma atölyeleri, halı müzelerine geziler ve yerel üretim atölyelerine yapılan ziyaretler hem sanatın tanıtımına hem de yerel topluluklara ek gelir sağlamaya katkı sunmaktadır. Halıcılığın turizmle bütünleştirilmesi, Azerbaycan’ın kültürel mirasının dünyaya tanıtılması açısından da stratejik öneme sahiptir.

Azerbaycan halıcılığı yalnızca bir sanat dalı değil, halkımızın tarihini, dünya görüşünü ve yaratıcı hayal gücünü yansıtan canlı bir mirastır. Bu mirası korumak, tanıtmak ve dünyaya ulaştırmak ise bizim ulusal ve manevi sorumluluğumuzdur. Bugün Azerbaycan halısı, dünyanın dört bir yanında — müzelerde, sergilerde ve sanat galerilerinde sergilenmektedir. UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dâhil edilmesi, halıcılığın uluslararası önemini ve evrensel değerini bir kez daha kanıtlamaktadır.

Azerbaycan halısı yalnızca geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de sanatıdır. Günümüz tasarımcıları, geleneksel motifleri modern formlarla yeniden yorumlamakta; böylece halıcılık sanatı tekrar popülerlik kazanmaktadır.