Trabzon, coşkuyla karşılıyor Cumhurbaşkanı’nı.
Ve o beklenen müjde geliyor: "Deniz üzerine üçüncü havalimanımızı Trabzon’a inşa edeceğiz."
Sayın Erdoğan, mevcut Trabzon Havalimanı’nın ihtiyacı karşılamakta zorlandığını belirterek çalışmalara 2026’da başlanacağını söylüyor. Ardından bir başka büyük yatırım müjdesi daha veriyor:
Samsun’dan Artvin’e kadar tüm şehirlerimizi demiryolu ağıyla birbirine bağlayacağız.”
Salondaki Trabzonlular alkışlarla karşılıyor bu sözleri.
Karadeniz’e deniz üzerine ikinci havalimanı geliyor, bir yandan da kıyı boyunca hızlı tren hattı döşeniyor.
Elbette bu yatırımlar bölge için kıymetli, elbette Karadeniz’e yakışıyor.
Ama Anadolu’nun bağrındaki şirin şehir Kırşehir neden bu projelerin dışında kalıyor?
Yıllardır seçimden seçime iktidarın "kalesi" denilen bir şehir Kırşehir.
Her seçimde firesiz Ak partiye milletvekili gönderen, üç dönemdir belediyeyi Ak partiye teslim eden, hükümete olan bağlılığını her fırsatta gösteren bir şehir.
Peki, karşılığında ne aldı?
Ne demiryolu var bu şehirde, ne havaalanı…
Yatırımların sadece vaat kısmında bile adı geçmeyen bir şehir haline geldi Kırşehir.
Karadeniz’in sarp yamaçlarına tüneller açılıyor, deniz dolduruluyor, masraflar göz ardı ediliyor da;
Kırşehir’in düz ovasına bir ray döşemek mi çok görülüyor?
Dağ delinmeyecek, deniz doldurulmayacak.
Zemini hazır, coğrafyası elverişli…
Ama hâlâ beklemede.
Kırşehirliler artık sormalı:
Bu şehirde yaşayanların demiryolu hakkı yok mu?
Yatırım istemek bu şehre fazla mı?
Kırşehir’de herkesin, yalnızca seçilmişlerin değil, taşın altına elini koyma zamanı geldi.
Vekiller, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası, akademi, basın...
Kırşehir’in tüm dinamikleri tek yürek olup Ankara’nın kapısını çalmalı. Bakanlıkların, Cumhurbaşkanlığı’nın kapısında Kırşehir için beklemeliler.
Birlik olmak sadece seçim sandığında değil, talep ederken de gerek.
Çünkü yıllar geçiyor, şehir küçülüyor.
Çevresindeki iller büyürken Kırşehir göç veriyor.
Kırşehir, "yatırımların şehri" olamıyor.
Biz buradan yazıyoruz, çünkü bu şehirde yaşıyoruz.
İstemek hakkımız.
Vermezlerse, artık onlar utansın.