Gündem yok, çok şükür olay da yok. Esnaf günü kurtarmaya çalışıyor, emekli ayın sonunu nasıl getiririz derdinde, memurun bazısı bitcoin, bazısı ev ve araba derdinde. Hayatı bazı kesim günlük gelişine vurup "budamı gol değil" diyerek günü kurtarmaya çalışıp yaşarken, bazıları da "lay lay lom" diyerek cafe kültüründe enseye tokat yaşıyor...
Siyasilerimiz de genellikle Terme Caddesi ve Uzun Çarşıda bol bol gezip resimler çekinerek, güya üst kademeden gelen görevlerini yapıyor. Ancak bu siyasi arkadaşları, üvey evlat Ankara Caddesi'nde maalesef göremiyoruz. Gerçi adamlarda haklı, koskoca Ahilik ve Esnaf Bayramı'nda bile bayrak, flama asılmayan esnafı Ahi sayılmayan, ismi başkentimiz olan ama cüssesi 3-5 evlik köy gibi görülen Ankara Caddesi'nde ne işleri olur ki...
Bizimki de boş lakırdı işte, tavşan dağa küsmüş, dağın bu arada etekleri zil çalıyormuş... Şöyle bir nabız yoklaması yaparsak, son seçimlerin galibi CHP belediyemizi ve bir de milletvekili koltuğumuzu doldururken, son seçimlerde gösterdikleri doğru adaylar ve iktidarın yanlışları ile seçimlerden galip ayrıldı.
Peki, başarılı oldular mı? Eh, işte diyebiliriz. Sayın Metin İlhan, verdiği önergelerle ve yaptığı isteklerle ki her ne kadar iktidar tarafından sadece dinlense de başarı olmuştur. Zira 5 yıl boyunca bir tek önerge vermeyen iktidar vekili de gördü bu memleket...
Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Ekicioğlu ise ilk seçildiği 5 yıl iyiydi. Ancak malum ki şehrimizde 3 büyük cadde var ama caddeler bakımsız, cadde kenarlarındaki ve orta refüjdeki yeşil alanlar tam bir felaket ve bakımsız. Caddeler doğru dürüst süpürülmüyor, temizlik konusu kimse kusura bakmasın felaketin fevkinde...
Burada tek belediye mi suçlu? Elbette hayır, bizler de elimize geçen kağıt, sigara izmariti ve peçeteleri bile caddeye atıyoruz ve duvar saati büyüklüğünde kusura bakmayın caddeye tükürüp geziyoruz. Önce biz temiz olursak, belediyeye bu konuda az iş düşer ve belediye de üzerine düşen yoğunluğunu başka bir alana kaydırır...
Önümüzdeki seçim adaylar konusunda bayağı bir zorlanabilir. Ama bana kalsa, belediye başkanımız Sayın Selahattin Ekicioğlu'nu milletvekili adaylığına, vekilimiz Sayın Metin İlhan'ı belediye başkanı adayı yapar, bu karışık ortamda yine 2 koltuğa sahip olurdum...
Niye karışık dersek, en basit bir olay geçen gün caddeden geçen iki bayan, şehrin temiz olmadığını anlatırken, diğer bayanda cevap olarak "aman boşver, temiz olmazsa olmasın, halkın parasını yiyip içmiyor ya" diyerek kendi kendilerini tasdik ederek gittiler...
Seçimin kaybedenleri kan kaybına uğrayan iktidar partisi Ak Parti ise su alan gemiyi bir an önce terk edecek. Ama son bir dokunuş olur, iktidarda kalırsak diye renk vermeyen bukalemunlarla dolu. Öyle ki caddede bir araya gelmeye bile korkuyorlar, "aman yan yana gelmeyelim, bizi çizerler" korkusu ile yan yana gelmeyen kendi içlerinde küs olan, güya partililer. Maalesef partinin içi boşalmış ve herkes bir atımlık barutu bekleme derdinde. Yazık, insan böyle adamları görünce üzülüyor gerçekten...
Bu işin mahalle boyutu... Bir de üst kademesi var, yanlış yapılan ve uygulanan kararlar, milletinden kopmuş bir yönetim, saçma sapan toplantılar, masraftan ve katılanların eğlendiği başka bir işe yaramayan gençlik ve kadın kolları ve benzeri lüzumsuz aktiviteler...
Hayat pahalılığı, işsizlik, genç girişimci, köylü kadın, mandıra teşvikleri ile havaya saçılan ve hiçbir sonuç alınamayan girişimcilik adı altında denetimsiz, bilinçsizce savrulan trilyonlarca paralar...
Dış siyasetteki başarısızlıklar, düşürülen askeri uçağımızı ve o kadar şehidimizi kabul edişimiz, papanın yaptığı olay ziyaret, daha da uzayıp gidecek olan bir sürü örnekler... Kimse kusura bakmasın ve kızmasın, gemi buzdağına çarptı ve su almaya başladı...
Bütün bunlara bir de çevremizdeki iller yanı başımızda uçup giderken, hızlı treni dağdan taştan geçirip gözümüze sokarak götürürken, biz 5-6 yıldır bir vali konağını bitiremedik. Vatandaşlarımız üniversite hastanemizin olduğu koskoca vilayeti bırakıp 6-7 göz doktorunu tepip bir göz muayenesine 1 adet göz doktoru bulunan Kaman ilçemize gidiyorsa, rahmetli Sabancı'nın dediği "vah vah vahhh"...!
Kısaca Ak Parti teşkilatının işi zor değil, çoook zor...
MHP... Küskünü bol olan eski tüfeklerin paslandığı ve yağlanmaya bile gerek duymadığı bir ortamda, seçimin etkisiz elemanı olur ve yine belki de alt taban tekrar CHP'ye oy verir...
Yeni kurulan Anahtar Parti'ye ise al birini vur ötekine diyerek boş bakan gözler var. Önümüzdeki dönemlerde boşluktan faydalanıp bir şeyler yapabilir, bu seçim isim yapar gibi görünüyor...
Sayın Meral Akşener'in pimini çektiği partisi İyi Parti ise MHP'den geçen ve geri bu saatten sonra başka yere gitmem diyenlerin oyunu alır...
Daha köprünün altından çok sular akar ve gider, burası Türkiye, gündem ve olaylar her an değişebilir...
Yüce Allah içimizdeki vatan sevgisini azaltmasın... (Amin)