Kırşehir Belediyesi Girişimcilik Merkezi’nin ev sahipliğinde, Uzman Ergoterapist ve Girişimci Tuba Koçak tarafından düzenlenecek “Ergoterapi ile Hayata Dokun Atölyesi”, 5 Kasım 2025 Çarşamba günü saat 14.00’te Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezinde gerçekleştirilecek. Etkinlik, katılımcılara ergoterapinin insan yaşamına katkıları, günlük yaşam becerilerini geliştirmedeki rolü ve zihinsel-fiziksel dengeyi destekleyen yönleri hakkında kapsamlı bilgiler sunmayı hedefliyor.
Tuba Koçak, ergoterapinin yalnızca bir terapi alanı değil, aynı zamanda bireylerin yaşam kalitesini yükselten bütüncül bir yaklaşım olduğunu vurgulayarak, “Küçük adımlar büyük fark yaratır. Biraz yavaşlayalım, biraz hissedelim, biraz fark edelim...” sözleriyle etkinliğin ana temasını özetledi.

Ergoterapi Nedir, Hangi Alanlarda İnsanlara Yardımcı Olur?
Bireylerin günlük yaşamlarını bağımsız, üretken ve doyumlu bir şekilde sürdürebilmelerini hedefleyen ergoterapi, diğer adıyla iş ve uğraş terapisi, son yıllarda Türkiye’de de giderek daha fazla ilgi gören bir sağlık ve rehabilitasyon alanı haline geldi. Ergoterapi, kişilerin fiziksel, zihinsel veya duygusal nedenlerle kaybettikleri becerileri yeniden kazanmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.
Uzman ergoterapistler, bireyin yaşadığı zorlukları analiz ederek onun yaşam kalitesini artıracak çözüm odaklı planlar oluşturuyor. Bu süreçte; kişiye özel egzersizler, günlük yaşam aktiviteleri, dikkat ve koordinasyon çalışmaları, duyusal bütünleme terapileri ve yaşam alanı düzenlemeleri gibi uygulamalar devreye giriyor.
Ergoterapi, yalnızca hastalık veya engel durumlarında değil, stres yönetimi, dikkat eksikliği, duruş bozukluğu, yaşlılıkta bağımsızlık gibi konularda da büyük fayda sağlıyor. Çocuklardan yetişkinlere, yaşlılardan kronik rahatsızlığı olan bireylere kadar geniş bir yelpazede uygulanabiliyor.
Uzmanlar, ergoterapinin “insanı merkeze alan, bütüncül bir yaklaşım” olduğuna dikkat çekerek, bireylerin günlük yaşamlarında daha üretken, dengeli ve anlamlı bir yaşam sürmelerine destek olduğunu belirtiyor.
Ergoterapi, adeta “hayata yeniden dokunmayı” mümkün kılıyor. Çünkü bu terapi yalnızca bir iyileşme yöntemi değil, aynı zamanda bireyin potansiyelini fark etmesini ve yaşamla yeniden güçlü bir bağ kurmasını sağlayan bir süreç olarak tanımlanıyor.




