Siyaset, eğer ahiret merkezli bir anlayışla yapılırsa, hem dünyayı imar etmek hem de insanlığa faydalı olmak mümkün olur.

Zira Allah rızasını gözeten bir siyasetçi, sadece kendi menfaatini değil, toplumun ve milletin geleceğini düşünerek hareket eder.
Ancak günümüzde siyaset, çoğu zaman bireysel çıkarlar ve makam hırsı etrafında şekillenmektedir.
Ağızlarını açtıklarında, insanların karşısına çıktıklarında, masa başı sohbetlerinde, ağızlarında Hz. Ömer’in adaleti düşürmezler.
Normal hayatlarının akışında yezit gibi yaşamaktan geri kalmazlar.
Allah rızasını gözetmeden yapılan bir siyaset, kişiyi kendi cebini, koltuğunu, geleceğini ve ismini düşünmeye iter.
Böyle bir zihniyetle hareket eden birinin, hangi makamda olursa olsun millete gerçek anlamda hizmet etme şansı yoktur.
Çünkü çıkar odaklı siyaset, milleti bir araç olarak görmeye başlar ve hizmet yerine getirim peşinde koşmayı tercih eder.
Geçmişini satanlar, geleceği aydınlatamazlar.
Bulundukları makamları çıkarları, menfaatleri uğruna tüketenlerden insanlığa bir hayır gelmiyor.
Tarihimize baktığımızda, millete hizmet aşkıyla hareket eden liderlerin en büyük güç kaynağının ahlaki değerler ve inanç olduğunu görürüz.
Ancak köklerinden kopan, sadece günü kurtarmaya çalışan ve kendi menfaatini her şeyin üstünde tutan anlayış, milletin geleceğini tehlikeye atar.
Bugün, siyasette ahlaki duruş ve millet bilinci her zamankinden daha büyük bir ihtiyaçtır.
Siyasetçilerin, bulundukları makamları bir emanet olarak görmeleri ve bu emaneti hakkıyla taşımaları gerekmektedir.
Ancak bu şekilde halkın güvenini kazanabilir ve gerçek anlamda hizmet edebilirler.
Toplum olarak bizlerin de, sadece sözde değil özde önce hakka sonra halka hizmet edenleri desteklememiz, ahlakı ve erdemi önceleyen siyasetçileri tercih etmemiz gerekmektedir.
Aksi takdirde, kişisel menfaatlerin hüküm sürdüğü bir siyasi düzen, millete zarar vermekten öteye geçemez.
Gerçek siyaset, sadece bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmeyi gerektirir.
Ahiret bilinciyle yapılan bir siyaset, hem dünyayı imar eder hem de insanlığa kalıcı hizmetler bırakır.
Çünkü Allah’ın emrinde olup milletin duasını almak, en büyük kazançtır ve bu kazanç, hiçbir makamla kıyaslanamaz.
Makamlar gün aşımı gelir geçer.
Bakın yine akşam oldu.
Her akşamın sabahı var mı?