Vatan aynı zamanda ruhunun gücü, tarihinin hafızası ve geleceğinin umududur. Vatan denildiğinde göz önüne yalnızca dağlar, nehirler, ormanlar gelmez; aynı zamanda bin yılların kültürüyle, kahraman ataların kanıyla yoğrulmuş kutsal toprak da hatırlanır. Azerbaycan halkı için vatan anlayışı her zaman kutsal olmuştur. Çünkü bu topraklar sayısız yiğidin canı pahasına korunmuş, özgürlüğü uğruna mücadele edilmiştir. Her bir şehidin kanı bu toprağı daha da yüceltmiş, her bir gazinin yarası ise bu vatanın acısını ve kederini içinde taşımıştır.
Vatan sevgisi insanın kalbinde taşıdığı en doğal duygulardan biridir. Bu duygu insanı doğup büyüdüğü yurda bağlar, uzakta olduğunda özletir, tehlike anında ise ayağa kaldırır. Vatan sevgisi aynı zamanda evlatlara miras bırakılan en büyük değerdir. Çocuklar bu sevgiyi aileden, halkın tarihinden ve kahramanlık destanlarından öğrenir, onun önemini kalplerinde yaşatırlar.
Azerbaycan tarihinde erkeklerle birlikte kadınlarımız da vatan uğrunda omuz omuza durmuşlardır. Onlar yalnızca aile ocağının koruyucusu değil, aynı zamanda savaş ve sınav günlerinde halkın gücüne güç katan, onun iradesini pekiştiren kahramanlardır. Kadınlarımızın gösterdiği cesaret yalnızca savaş meydanlarında değil, aynı zamanda toplumun çeşitli alanlarında – gazetecilikte, hekimlikte, gönüllü faaliyetlerde – kendini göstermiştir.
Şəkil 1. Salatın Əsgərova
Bugün Azerbaycan kadınları, şehit anneleri, şehit eşleri, bacıları ve kız evlatları olarak vatanın onur sembolüne dönüşmüşlerdir. Onların gözyaşları bu toprağı daha da kutsallaştırmakta, gururlu duruşları ise genç nesil için bir vatanseverlik dersi olmaktadır. Kadınların vatan uğrunda gösterdiği cesaret, kahramanlığın yalnızca cephede silah tutmakla sınırlı olmadığını; aynı zamanda aileyi, milli ruhu, kültürü ve gelecek nesilleri korumak anlamına geldiğini kanıtlamaktadır.
Bu kahraman kadınlardan biri de Azerbaycan’ın ilk kadın şehit gazetecisi – Salatın Esgerovadır. O, yalnızca bir gazeteci değil, aynı zamanda cesur bir vatanseverdi. Salatın, gerçeği dünyaya duyurmak uğruna kendisini tehlikeye atmaktan çekinmez, cephe bölgelerinde yaptığı haberlerle halkın acısını ve kahramanlığını kaleme alırdı. Onun fedakârlığı ve yiğitliği, kadınların vatan yolunda erkeklerle eşit şekilde ilerleyebileceğini tüm dünyaya göstermiştir.
Salatın Esgerova hem genç nesil için örnek, hem de Azerbaycan kadınının kahramanlık, fedakârlık ve vatanseverlik simgesi olduğunu kanıtlayan eşsiz bir şahsiyettir. Onun hayatı göstermektedir ki, vatan uğrunda mücadele yalnızca silahla ve savaşla değil; sözle, kalemle ve fedakârlıkla da mümkündür.
Şekil 2. Salatın Esgerova
Salatın Esgerova yalnızca bir kalem sahibi değildi, aynı zamanda vatan gerçeklerini aydınlatmak uğruna hayatını ortaya koyan cesur bir kadındı. O, gazeteci kimliği ilə vatanseverlik, dürüstlük ve yiğitlik sembolü olarak tanınmaktaydı. Karabağ olaylarının en gergin dönemlerinde Salatın, gerçeği dünyaya duyurmak için ön cepheye yöneldi; tehlikeli bölgelerde hızlı ve yerinde haberler hazırladı, halkın sesini duyurmaktan asla çekinmedi. Onun her yazısı, milletin haklı davasının dünyaya iletilmesi, düşman provokasyonlarının ifşa edilmesi ve ulusal dayanışmanın güçlenmesi için bir silah rolünü üstlenmekteydi.
Salatın Esgerova, 16 Aralık 1961 tarihinde Bakü’de aydın bir ailede dünyaya gelmiştir. Çocukluğundan itibaren kitaba ve bilime büyük ilgi gösteren Salatın, 1979 yılında ortaokulu üstün başarı ilə bitirerek aynı yıl Azerbaycan Petrol ve Kimya Enstitüsü’ne kabul edilmiştir. 1984 yılında jeofizik mühendisliği diploması almasına rağmen onun asıl ilgisi ve tutkusu gazeteciliğe yönelmişti. Topluma, insanlara ve vatanına faydalı olma arzusu, onu bu mesleğe yönlendirmiştir.
Aynı yıl meslek hayatına Bakü gazetesinde başlamış, sonraki yıllarda Molodyoj Azerbaydjana gazetesinde çalışmalarına devam etmiştir. Yazılarının ana konuları Azerbaycan topraklarının bütünlüğü, halkın özgürlük mücadelesi ve askerlerin kahramanlığı olmuştur. Salatın sık sık cephe bölgelerine giderek sıcak noktalardan haberler hazırlamış ve halkın haklı sesini dünyaya duyurmuştur. Ailesi ve çalışma arkadaşları onun bu denli riskli görevlere gitmesinden kaygı duysalar da, Salatın gerçekleri yazmaktan ve vatan uğrunda fedakârlıktan asla geri durmamıştır.
Şekil 3. Salatın Esgerova ve oğlu Ceyhun
Onun son yazısı – “Omonçular”, Hocalı’daki özel polis birliğinin zorlu ve tehlikeli operasyonlarını konu ediyordu. 3 Ocak 1991 tarihli sayıda yayımlanan bu makalede Salatın yalnızca Azerbaycanlı savaşçıların yiğitliğini yansıtmakla kalmamış, aynı zamanda imparatorluğun uşaklarını ve düşman provokasyonlarını da sert bir dille eleştirmiştir. Bu yazı, onun gazetecilik ilkelerine, dürüstlüğüne ve vatan sevgisine olan sarsılmaz bağlılığını bir kez daha ortaya koymaktaydı.
Salatın Esgerova gösterdi ki, vatan uğruna mücadele yalnız silah ve savaşla sınırlı değildir; kalem ve söz de kimi zaman en güçlü silah olabilmektedir. Onun hayatı ve meslekî faaliyetleri, Azerbaycan kadınının hem cesaretini hem de vatanseverliğini yansıtan örnek bir simge olarak halkımızın hafızasında ebediyen yaşayacaktır.
9 Ocak 1991 tarihinde Ermeni teröristleri, Yevlah-Laçın yolunun 141. kilometresinde pusu kurarak askerî aracı ateşe tuttular. Araç yüzlerce kurşunla delik deşik oldu ve içindeki askerler acımasız ateş altında kalmak zorunda kaldılar. Olay sırasında Binbaşı Igor Ivanov ve sürücü Çavuş I. Goyek şehit düştü, Yarbay Oleg Larionov ise son nefesine kadar düşmanla çarpışarak vatan savunmasında kahramanlık sergiledi.
Daha sonra Ermeniler, aracın kapısını açarak ağır yaralı halde bulunan Salatın Esgerova’yı acımasızca kurşuna dizdiler. Onun genç ömrü orada, vatan uğruna kaleme aldığı sözlerin ışığında sona erdi. Bu trajedi yalnızca bir insanın değil, bütün bir halkın yüreğini derinden sarsan bir kayıp oldu. Salatın Esgerova hem bir gazeteci hem de bir vatansever olarak ömrünü milletinin haklı sesini dünyaya duyurmaya adamıştı.
Şekil 4. Salatın Esgerova’ya ithaf edilmiş hatıra plaketi
Salatın Esgerova, Bakü’deki Şehitler Hiyabanı’nda defnedilmiştir. Evliydi ve Ceyhun adında bir oğlu geride kalmıştır. Ölümünden sonra, Uluslararası Gazeteciler Birliği Konfederasyonu’nun laureatı unvanına layık görülmüş, bu da onun gazetecilik ve vatanseverlik faaliyetlerinin uluslararası düzeyde tanınmasının bir göstergesi olmuştur.
Onun hatırası ölümsüzleştirilmiştir: Bakü’de yaşadığı binaya hatıra plaketi yerleştirilmiş, şehrin sokaklarından birine, Bakü körfezindeki bir gezi gemisine ve Kadınlar Toplumsal Birliği tarafından tesis edilen bir ödüle onun adı verilmiştir. Şehit düştüğü köy ise halk tarafından “Salatınköyü” olarak adlandırılmıştır. Bu, onun adının ve kahramanlığının ebedileştirilmesinin canlı bir örneğidir.
Salatın Esgerova yalnızca bir gazeteci değildi – o, cesareti, fedakârlığı ve vatan sevgisiyle Azerbaycan kadınının gücünü, yiğitliğini ve iradesini dünyaya gösteren bir kahramandı. Onun hayatı ve şehadeti kanıtladı ki, vatan uğruna mücadele yalnız siperlerde değil, aynı zamanda kalemle, sözle ve gerçeği aydınlatmakla da mümkündür.
Salatın Esgerova, Azerbaycan kadınının onur, yiğitlik ve fedakârlık sembolü olarak halkımızın hafızasında ebediyen yaşayacaktır. Onun eşsiz kahramanlığı genç nesil için vatanseverlik, sorumluluk ve azim dersi olarak daima bir ilham kaynağı olacaktır. Salatın Esgerova’nın hatırası göstermektedir ki, her vatansever kadın söz ve eylemiyle de tarih yazabilir.