TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda geçtiğimiz günlerde görüşülerek kabul edilen ve kamu yönetiminde önemli tartışmalara yol açan önerge, Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürlerini yakından ilgilendirdiği için Türkiye genelinde olduğu gibi Kırşehir’de de büyük tepkiyle karşılandı. Komisyonda alınan kararın, diğer bakanlık il müdürleriyle aynı sorumluluğu taşıyan Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürlerini neden ve ne için daha düşük statüde değerlendirdiği sorusu gündeme gelirken, müdürler bu düzenlemenin uzun yıllardır süren ücret ve statü adaletsizliğini daha da derinleştirmesi nedeniyle seslerini yükseltiyor. Durumun ortaya çıkması üzerine Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürleri, ilgili düzenlemenin yeniden ele alınması için Türkiye genelinde ortak bir tutum sergileyerek çözüm talebinde bulundu.
TBMM’de kabul edilen önerge, 2011 yılında yürürlüğe giren 666 Sayılı KHK’nin 2 sayılı cetvelinde yer alan unvanlar üzerinden yeniden şekillenen ücret dengesine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Söz konusu cetvelde tüm bakanlıkların İl Müdürlerine yer verilmesine rağmen, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlerinin bu listeye dahil edilmemesi, yıllardır süren haksız bir uygulamanın devam ettiği iddialarını güçlendirdi. Aynı kararnameye bağlı 1 sayılı cetvelde, Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürlerinin Şube Müdürü ve İlçe Nüfus Müdürü ile aynı seviyede konumlandırılması ise müdürlerin görev, yetki ve sorumluluklarıyla bağdaşmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor. 2011 öncesi dönemde emsal statüde bulundukları defterdar, müftü, emniyet müdürü ve milli eğitim müdürü gibi yöneticilerin bugün farklı cetvellerde yer alması, Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürlerinin statü kaybını daha görünür hale getiriyor.
Tepkilerde öne çıkan bir başka nokta ise “emsal kurumlarla aradaki farkın giderek açıldığı” yönündeki değerlendirmeler. Göç İdaresi, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Gençlik ve Spor, Aile ve Sosyal Hizmetler, SGK ve İŞKUR gibi bakanlıkların il müdürlerinin 2 sayılı cetvelde yer alması hatırlatılırken, bu unvanların sahiplerinin görevde yükselme sınavına tabi olmadan atanabildiği, buna karşın Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürlerinin çok sayıda sınavla bu göreve geldiği ve buna rağmen aynı cetvelde astlarıyla birlikte değerlendirildiği ifade ediliyor. Bu durumun yalnızca maddi kayıp yaratmakla kalmadığı; motivasyon, kurumsal bağlılık ve yöneticilik statüsü üzerinde de olumsuz etkiler oluşturduğu dile getiriliyor.
Ayrıca Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürlüklerinin bakanlığın taşra teşkilatında il düzeyinde örgütlenme hakkına sahip tek ana hizmet birimi olduğuna vurgu yapılıyor. 5901 sayılı Kanun’un 18. maddesi, uygulama yönetmeliğinin 69. maddesi ve geçmişteki diğer düzenlemelerde İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlerinin açık şekilde “İl Müdürü” olarak tanımlandığı hatırlatılıyor. Bu çerçevede mevcut cetvel düzenlemesinin hem mevzuatla hem de kurumun gerçek görev tanımı ve sorumluluklarıyla çeliştiği belirtiliyor. Tüm bu itirazların odağında yer alan çözüm ise oldukça net: 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ekli 2 sayılı cetveline, 9. sırada yer alan “İl Göç İdaresi” ibaresinden önce “İl Nüfus ve Vatandaşlık” ifadesinin eklenmesi. Bu değişikliğin yapılması halinde hem yıllardır süren statü kaybının giderileceği hem de Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan “eşitlik” ilkesi ile 55. maddede belirtilen “ücrette adalet” ilkesine uygun bir adım atılmış olacağı ifade ediliyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Kırşehir’de de gündeme gelen konu hakkında çözümün bir an önce hayata geçirilmesini bekleniyor. “Eşit işe eşit ücret” ilkesinin hayata geçirilmesinin yalnızca hak kayıplarını önlemekle kalmayacağını, aynı zamanda kamu yönetiminde adalet duygusunu pekiştireceğini ifade ediliyor.




