Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası Eski Meclis Başkanı ve köşe yazarı Zafer Çam, yaptığı kapsamlı değerlendirme toplantısında, AK Parti’de 23 yıl boyunca önemli görevler üstlenen, hem Kırşehir hem Ankara Milletvekili olarak TBMM’de güçlü bir temsiliyet sunan Hacı Turan ile bir araya geldi. İki ismin Kırşehir’in mevcut sorunları ve geleceğe yönelik ihtiyaçları üzerine gerçekleştirdiği bu kapsamlı görüşme, şehirde yıllardır tartışılan “yatırım eksikliği” konusunu yeniden gündeme taşıdı. Çam, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Kırşehir’in temel sorununun yatırım değil; şehrin içine yerleşmiş derin bölünmüşlük ve birlik eksikliği olduğunu vurgulayarak, “Kırşehir’i geriye çeken yatırım eksikliği değil, şehir içinde yıllardır süregelen bölünmüşlüktür.” dedi. Zafer Çam’ın açıklamaları, Kırşehir kamuoyunda uzun süredir dile getirilen ancak net şekilde ifade edilmeyen bir sorunu tüm açıklığıyla ortaya koydu: Şehrin kendi iç çekişmeleri, gelişimin önüne set çekiyor. Çam’ın ifadelerine göre, kurumlar, siyasiler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları arasında yıllardır süregelen görüş ayrılıkları; şehrin ortak hedefler etrafında birleşmesini engellediği gibi, yatırımcıların Kırşehir’e bakışını da olumsuz etkiliyor.
Görüşmede ele alınan konular arasında Kırşehir’e neden büyük ölçekli yatırımların gelmediği, şehrin potansiyelini harekete geçirecek projelerin neden tıkanma yaşadığı ve yerel dinamiklerin bu süreçte nasıl rol oynadığı gibi kritik başlıklar yer aldı. Çam, “Bugün Kırşehir’de herkes kendince konuşuyor ama kimse elini taşın altına koyup ortak bir masa etrafında buluşmuyor.” sözleriyle şehirdeki dağınıklığa dikkat çekti. Kırşehir’de geçmişte görev yapanların ve bugün sorumluluk taşıyanların farklı köşelere çekildiğini ifade ederek, “Şehre katkı sunmak isteyenler ise dışlanıyor, yok sayılıyor.” diyerek mevcut tablonun gerçekçi bir panoramasını sundu. Hacı Turan ile yapılan görüşmede şehrin acil ihtiyaçları tek tek masaya yatırıldı. Yatırımların neden gelmediği, mevcut fırsatların neden değerlendirilemediği, hangi yapıların ilerlemeyi tıkadığı ve hangi aktörlerin şehrin önünü açabilecek kapasiteye sahip olduğu detaylarıyla konuşuldu. Ortaya çıkan sonuç ise Çam’ın ifadesiyle oldukça netti:
“Kırşehir’i tutan hiçbir dış güç yok; Kırşehir’i tutan sadece Kırşehir’in kendi iç hesaplarıdır.”
Bu çarpıcı değerlendirme, şehrin kalkınması için en büyük engelin dış koşullar değil; tamamen içerde yaşanan rekabet, çekişme ve ortak akıl eksikliği olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Çam, Hacı Turan’ın tecrübesi, Ankara’daki bağlantıları ve siyasi ağırlığının Kırşehir için büyük bir avantaj olduğunu belirterek, “Ancak bu fırsat şehir içindeki parçalanmış yapılar devam ettiği sürece değerlendirilemez.” uyarısında bulundu. Bu nedenle kişisel kırgınlıkların, siyasi ayrışmaların ve çıkar çatışmalarının geride bırakılması gerektiğini söyleyen Çam, “Artık kimsenin ‘ben’ deme lüksü yoktur.” ifadeleriyle şehirde yeni bir birlik çağrısında bulundu.
Kırşehir’in geleceğine yönelik bu güçlü çıkış, aslında uzun süredir dillendirilen ancak net bir şekilde ifade edilemeyen bir gerçeği işaret ediyor: Şehir, potansiyelini açığa çıkarmak istiyorsa önce kendi içinde birleşmek zorunda. Çam’ın sözleri, bu gerçeği çarpıcı bir dille ortaya koyarken, tüm yerel aktörlere de açık bir mesaj niteliği taşıyor:
“Kırşehir ya bir araya gelip güçlü duracak, ya da kendi içine kapanıp daha yıllarca kaybedecek.
