KIRŞEHİR: GÖNÜL ŞEHRİ Mİ, UNUTULMUŞ ŞEHİR Mİ?

Ama artık bu sadece bir istek değil, bir zorunluluktur.

Ama artık bu sadece bir istek değil, bir zorunluluktur.

Kırşehir’in Geleceği İçin Artık Beklemek Yetmez!

Çünkü gönül şehrine yapılacak yatırımlar, Kırşehir’in geleceğini, bu topraklarda yaşayan insanların kaderini yeniden yazacak bir adımdır.

Yıllardır siyasilerin kürsülerinde sözü verilen, her seçimde hatırlanan ama sandıklar kapandıktan sonra unutulan bir şehirden bahsediyoruz. Anadolu’nun tam ortasında, tarih boyunca ahiliğin, bilginin, kardeşliğin merkezi olmuş bir şehir:

Kırşehir.

Bu topraklar Ahi Evran’ı yetiştirdi, Hacı Bektaş’ı bağrına bastı, Yunus Emre’ye ilham verdi.

Selçukluya asker, Osmanlıya maya oldu.

Ama bugün bu mirasın torunları, kendi şehirlerinde yatırım beklerken sessiz kalmaya mecbur bırakılıyor.

Bir zamanlar Anadolu’ya yön veren bu şehir, şimdi Ankara ile Kayseri arasında sadece bir “geçiş noktası” gibi görülüyor.

Oysa Kırşehir, geçilecek değil, durulacak bir şehirdir.

Ekonomik durgunluk yıllardır büyüyor.

Gençler büyük şehirlere göç ediyor, sanayi gelişemiyor, yatırımcı gelmiyor. Çünkü bu şehir, ne yazık ki devletin planlarında hep ikinci planda kalıyor.

Kırşehir, adeta iktidarların arka bahçesi haline getirildi.

Kutlamalarda, açılışlarda, törenlerde siyasiler boy gösteriyor; ama gerçek yatırım sorulduğunda sessizlik çöküyor.

Artık bu sessizliği bozmak gerekiyor.

Kırşehir halkı sadece oy veren değil, hesap soran bir halk olmalı.

Siyasiler gönül şehrine geldiğinde sadece güzel sözler değil, somut projeler sunmalı.

“Hızlı tren ne zaman?” sorusu, bu şehrin meydanlarında, kahvelerinde, üniversite kampüslerinde yankılanmalı.

Kırşehir halkı artık “bekleyen” değil, “isteyen ve takip eden” olmalı.

Demiryolu özlemi ne zaman bitecek dersiniz.

Her zaman dile getirmekteyiz Çiçekdağı, Yerköy Kırşehir, Aksaray Kırşehir, Kozaklı Kırşehir arası neden çift yol olamıyor.

İktidarlarda yatırım istemek Kırşehirlilerin hakkı değil mi?

Çünkü Kırşehir’in hakkı, sadece tren hattı değil; eşit kalkınmadır, gelecektir, fırsattır.

Bugün Kırşehir’in önünde bir fırsat var:

Hızlı tren, çift yönlü bağlantı yolları, organize sanayi, tarımda dijital dönüşüm, turizmde, jeotermalde marka şehir olma fırsatı…

Ama bu fırsatlar, ancak ses çıkarılırsa, talep edilirse, birlik olunursa gerçeğe dönüşür.

Kırşehir, geçmişte olduğu gibi bugün de Anadolu’nun vicdanıdır.

Ama vicdanın sesi kısılırsa, kimse duymayacaktır.

Artık susma zamanı değil.

Artık “bir gün gelir” demek yetmez.

Artık Kırşehir için hareket zamanı!

Bu şehir, gönül şehri olduğu kadar, hakkını arayan bir şehir olmalıdır.

Çünkü Kırşehir, unutulmayı değil; geleceği inşa etmeyi hak ediyor.