Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), Kıbrıs’ta son günlerde yaşanan gelişmeler üzerine yazılı bir açıklama yaparak İsrail’in Rum yönetimine sağladığı silah desteği ve kışkırtıcı söylemler hakkında sert uyarılarda bulundu.

KGK açıklamasında, İsrail tarafından Rum yönetimine gizlice gönderilen Barak MX hava savunma sistemleri ve ardından gelen açıklamaların bölgedeki barış ve istikrar için ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekildi.

“Nefret söylemi kabul edilemez”

Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios’un “Türkleri Ada’dan atmalıyız” şeklindeki ifadesi kınanarak, bu açıklamanın nefret söylemi ve tehlikeli bir kışkırtma olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Din adamlarının görevi, toplumu ayrıştırmak değil; barış, adalet ve birlikte yaşama kültürünü teşvik etmektir.” denildi.

“Kırşehir’de ‘Bir Sofrada Ahiler’ Buluşması”
“Kırşehir’de ‘Bir Sofrada Ahiler’ Buluşması”
İçeriği Görüntüle

“İsrail’in politikaları bölge barışını tehdit ediyor”

İsrail’in Rum yönetimine verdiği desteğin yalnızca Kıbrıs için değil, tüm Doğu Akdeniz için risk taşıdığı ifade edilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“İsrail, Gazze’de sürdürdüğü saldırgan politikalarının yanı sıra, bölge ülkelerini hedef alan silah sevkiyatlarıyla yayılmacı emellerini açıkça ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım, uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi, bölgesel barışa da ağır bir tehdit oluşturmaktadır.”

“KKTC seçimlerine müdahale girişimi”

Açıklamada ayrıca, bu kışkırtmaların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde gündeme getirilmesinin manidar olduğuna dikkat çekildi. “Seçim sürecinde Ada’daki Türk toplumuna yönelik böylesine düşmanca söylemler, yalnızca toplumsal barışı hedef almakla kalmamakta; aynı zamanda KKTC’deki demokratik iradeye müdahale girişimi niteliği taşımaktadır.” denildi.

“Uluslararası toplum sessiz kalmamalı”

KGK Yönetim Kurulu açıklamasında, şu maddeler özellikle vurgulandı:

Başpiskopos Georgios’un ifadeleri ayrımcı ve nefret söylemidir, reddedilmelidir.

İsrail’in Rum yönetimine yaptığı silah sevkiyatları uluslararası toplum tarafından şeffaf biçimde sorgulanmalıdır.

Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar, ancak karşılıklı güven, diyalog ve hukuka saygıyla sağlanabilir.

Son olarak, KGK’nın Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, bölge barışı, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceği vurgulandı.