Tarih boyunca hak ile batılın, zalim ile mazlumun mücadelesi bitmedi. Nemrut ateş yaktı ama Hz. İbrahim’i yakamadı.

Çünkü bir karınca, su taşıyordu.
Herkes ateşin gücünden bahsederken, o küçük canlı sadece görevini biliyordu.
Tarafını belli etti.
“Ben İbrahim’in yanındayım” dedi.
Bugün de benzer bir ateşin etrafında yaşıyoruz.
Firavun Hz. Musa’ya karşı ordu hazırladı fakat denizde boğulanlardan oldu.
Coğrafyalar değişiyor, isimler farklılaşıyor ama zulüm aynı zulüm. Gazze’de yaşananlar bir halkın topyekûn cezalandırılmasıdır.
Bugün yaşananlar dünyanın gözleri önünde soykırım.
Bu bir savaş değil, bir adalet sınavıdır.
Ve bu sınavda biz neredeyiz?
Karınca misali bir damla suyla bile olsa, zulme karşı duranların yanında mıyız?
Zulmün sadece bombalarla, tanklarla olmadığını biliyoruz.
Sessizlikle de zulüm yapılabilir.
Görmezden gelerek, ilgisiz kalarak da haksızlığın sürmesine katkı sunabiliriz.
Bu yüzden bugün bir tavır koymak, vicdanın sesini duyurmak önemlidir.
Hz. Musa’nın karşısında Firavun vardı; nehirlerin, orduların, sarayların sahibi olduğunu söylüyordu.
Ama sonuçta Musa ve inananlar kazandı.
Hz. Davud’un karşısında Calut vardı.
Güçlüydü, zalimdi ama bir taşla devrildi.
Nice ordularla övünenler, bir çocuğun duası karşısında mağlup oldu.
Bugün kimileri kendilerini dokunulmaz zannediyor.
Kimileri zalimliği meşru kılmaya çalışıyor.
Ama tarih bize hep şunu öğretti: Mazlumun ahı yerde kalmaz.
Belki zaman alır, belki yürek ister ama hakikat eninde sonunda galip gelir.
Dualarımızla, sözlerimizle, davranışlarımızla Gazze’de yaşananları unutturmamak, hatırlatmak ve sahiplenmek elimizdedir.
Kimi zaman büyük bir taş atamayız, dev bir orduyla yürüyemeyiz.
Ama karınca gibi tarafımızı belli edebiliriz.
En azından “ben İbrahim’in yanındayım” diyebiliriz.
Bu bile yeterlidir.
Çünkü Allah katında niyetler ameller kadar değerlidir.
Bugün Filistinli çocukların, kadınların, sivillerin yaşadığı acıya karşı susmamak; insanlık onurunu savunmaktır.
Bu ne bir ideolojinin, ne bir grubun, ne de bir siyasi görüşün meselesidir. Bu, saf bir insanlık duruşudur.
Gazze’nin, Hamasın safında olmak yanındayız demek Müslüman duruşudur.
Unutmayalım, adalet sadece mahkemelerde değil, vicdanlarda da tecelli eder.
Ve her vicdan sahibi bilir ki, zulme karşı sessiz kalmak, zalimin safında durmaktır.
Şimdi sormak gerekir:
Biz hangi saftayız?