GÖLGEDE BÜYÜYENLERİN DAVA ADAMLIĞI

Ak partide güç alıp…

İktidarın gölgesine sığınıp, oradan güç devşirenler var.
Dava adamı gibi konuşurlar ama aslında sadece gölgede dururlar.
Dava derler, dava diye konuşurlar ama dertleri dava değil, makamdır, menfaattir.

Davanın adını ağızlarına pelesenk ederler, ama fikre değil, koltuğa sadıktırlar.
Kendilerini dava adamının gölgesinde büyütüp, o gölgeyi kendi gölgeleri sanırlar.
Kurum amirlerini, memurlarını Ankara’ya gammazlamayı “dava adamlığı” sayanlar türedi.

Hadi oradan!
Sen dava adamı değilsin…
Sen en fazla, o büyük davanın treninde bir düdükçüsün.
Dava, uğruna ölünecek kadar inanılan fikirdir.
Eğer o fikrin sende yeri yoksa, yaşadığın hayat bile sıradandır.

Bulunduğun makam kadar AK Partili, o koltuk kadar dava adamısın.
O koltuk gittiğinde, gölge çekildiğinde bu ili terk edecek ilk sensin.

Hatırlatmakta fayda var:
“İt kağnı gölgesinde yürür de, kendi gölgesi sanırmış.”
Bu söz, başkasının korumasıyla güç kazanan ama o gücü kendinden bilenleri anlatır.
Gerçek güç, insanın kendi emeğine, dürüstlüğüne ve samimiyetine dayanır.
Gölgeden gelen güç geçicidir, saygı da getirmez, iz de bırakmaz.

Bir başka söz daha vardır:
“Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.”
Bu kibir, bu kendini bilmezlik eninde sonunda duvara toslatır.
Ve bizde denir ki:
“İt ürür, kervan yürür.”
“Ürümesini bilmeyen it, sürüye kurt getirir.”

Yani, her laf yerinde edilmelidir.
Yersiz konuşmak, boş konuşmak; faydadan çok zarar getirir.
Boş laf, boş adamın süsüdür.

Eskiler buna “laf ü güzaf” der.

Hadi basit anlatayım:
Otu ata, eti ite yedireceksin.
Eğer yer değişirse, at koşamaz, it de ürüyemez.

Sürüye bekçilik yapacak köpek, kurtlara korku salmalı.
Bekçi diye kangal alırsın.
Ama sen tutar da "bocu" tipi köpeği bekçi yaparsan, onun çıkardığı ses ne kurdu korkutur ne koyunu.

Koyun bile güler "hev cev" sesine.
İnsanlar da böyledir.
Her koltuk, ehline verilmeli.
O koltukta oturan kişi, o makama yakışmalı.
Eğer işi ehline vermezsen, işi yüzüne gözüne bulaştırır; hem kendini, hem de onu oraya getirenleri mahcup eder.

Ve ne yazık ki, böyleleri var.
Reisin gölgesine sığınıp kendini genel başkan sananlar…
AK Parti’nin gölgesiyle makama oturup, sonra da gölgeyi kendisi sananlar…

Ey atanmış!
Senin işin, bulunduğun kurumun işlerini en iyi şekilde yapmak.
Dedikodu değil, gammazlık değil, adam karalamak hiç değil.

Makam, hizmet içindir.
Gösteriş için değil.
Dava adamlığı, omuzda taşınmaz.

İçeride hissedilir.
Ve unutma:
Dava adamı olmak, gölgede durarak değil; güneşin altında yanmayı göze almakla olur.