ESKİ GÜNLER

Neydi o günler büyümüz küçüğümüz aklı erenlerimiz hep sayıklar o günler geçti.

Geçti de neyle geçti. Geri gelmesi mümkün değil mi? Bayramlarını eski adetlerimiz törelerimizi eskiyi hep yad ederiz. Yok mu yenisi takas edilemez mi ne mümkün.
Geldi geçti niye hep o günler ne vardı o günlerde. Kimi babasından kimi anasından çekinir. Anlatır durur niye yenisi anlatılmaz. Neyimiz değişti insanlar aynı yaşantımız aynı ama çok farklı olan bir yaşantımız var. Köy hayatı her şey cıvıl cıvıl anlatılır durulur hep saygı sevgi hürmet hepsi mevcut güven dolu günler. Sağlıklı ömürler. Köyde nüfus kalabalık her şey bol. Hani bol da o dediğimiz eski günlere göre bayramlar şen şakrak büyüğü küçüğü belli saygı ve sevgi var.
İhtiyar ve yaşlılar el üstünde tutulur. Onların hal ve hatırları sorulur. Gönül köprüsü kurulur. Çocuklar cıvıl cıvıl yeni bir oyun teni bir buluş kör ebe saklambaç çelik çomak vakit bile kalmaz zamanın nasıl geçtiğini bilinmez. Okullar dolu birleştirilmiş beş sınıf belki daha kaliteli bir öğretim. Sobasını yakar öğretmen okulunu badana yapar öğretmen. İşte eski günler kimi der gitsin de gelmesin. Tabi gelmesin. Şimdi hangi öğretmen soba yakıp badana yapacak. Eskinin yenisi kahveler çay ocakları bilgisayar oyunları öğrenci zaman bulamıyor ki ders çalışmaya. Genç kızlarımız anne ve babanın büyük bir umutla gönderdiği üniversitelerde adı bile yabancı olan kahvehane sanki birer tuzak haneler olmuş. Sigara sanki moda içmemek ayıp hale gelmiş. İşte bu yüzden hep özlüyoruz o eski günleri belki fakir belki yoksun belki bir bakraç yoğurt bir tulum peynir ama hep bal bademdi. Şimdi öylemi hiçbir geleceğe yarınlara özenen var mı? Deriz hep yarınlar bizim olacak neyi ile bizim olacak kayıplarımız mı ahlaksızlıklarla mı kayıp olan nesillerimizle. Anne babasını tanımayan evlatlarımızla mı neyle bizim olacak. Gördünüz mü gelecek günlerimiz güzel olacak diye hep geçmiş eski günler. Pek mi iyi idi o günler pek de iyi değildi yoksulluk fakirlik vardı ama ahlaksızlık, güvensizlik yoktu. Emanet vardı hıyanet yoktu. Bozulan adet kaybolan törelerimiz yoktu.
Bir özlem varsa geçmişi o günlerin boşluğundan değil manevi değerlere daha bağlı olunmasından saygı ve sevginin kaybolmamasındandır. Şairin dediği gibi" meğer ne yüzler örtermiş incecik bir perde.". Önceleri büyüklerden bir çekinme bir saygı duyma vardı, şimdi o duygularımızda kayboldu büyüklerin sözü geçer olacaksa onların dediğine önce bakılır bir karara varılırdı şimdi büyüklerin sözü geçmez hatta değer verilmez bir hale geldik. Her şeyi onlar bilir onların dediği olur hale geldik. Örf adet bitti yerine moda dediğimiz yırtık pırtık elbiseler makinenin yerine geldiler. Gezemez oldu büyüklerimiz çarşıda sanki her şey ayan oldu. Yatak odasında giydikleri meydanlarda giyilir oldu. Ne ar kaldı ne haya. O perdede kaldırıldı her köşede adı bile yabancı olan kahvehaneler türedi. Gençlik z kuşağını bitirip adı belirsiz kuşaklara girdi aile mefhumu kayıp hale geldi.
Öğrenci okulda yok derslerde verim yok. Öğrenci artık dinlemiyor öğretmeni. Eskiden vardı okul öğretmen ilişkisi öğretmen verimli Öğrenci çalışkandı hiçbir öğrenci öğretmenin tokadından hasta olmamış hiçbir öğrenci öğretmene karşı gelmemiş. Ama zamanımızda her gün öğretmen öğrenci anlaşmazlıkları yok çocuğun kulağını çekti.
Öğretmen çocuğa güç kullandı. Birleştirilmiş okullarda bile bir verim bir başarı bir saygı sevgi vardı. Hala eğitimden düzen alamadık birkaç yılda bir müfredat değişiklik. Öğretmen verimsiz öğrenci saygısız aile perişan. Nereye gidiyoruz böyle.
Neden nasıl başladı hani derler nerden başlasak kopup elimizde kalıyor. Üniversitelerde bile verip yok. Almış bir başı boşluk bilmem gidiyoruz nereye. Öğrenci yurtlarında disiplin yok. Kahvehaneler tıka basa dolu. Böyle mi idi eskiden azı öz özü verimli idi. Üniversitelerde bile sayılı öğrenci kalacak ev bile bulamaz ama bir kalite vardı. Öğretmen büyük öğrenci küçük eğitimde verim vardı. Şimdi verim kayıp öğretmen küçüldü.
Büyüğü belli küçüğü belli saygının yeri sevginin bir değeri vardı. Şimdi her şey kayıp gelir mi eski günler ne mümkün. Eskiler gitti yeniler hep yeni. Küçüklerimizin elinde telefon büyüklerimiz akşama kadar TV programlarında ne beklenecek başka bu gelecekten. Camiler boş eğlence alanları dolu. Ne açığımız belli ne kapalımız. Ne desek boş. Ah o eski günler. Sağlıcakla kalın esen olun.