Her dönemin sahtekârı olur…
Ama bizim devrimiz, dinin maskesiyle dolaşan sahtekârların çağını yaşıyor.
Dillerinde Kur’an, ama kalplerinde dünya sevgisi.
Sözlerinde Peygamber, ama yaşantılarında ne iz var ne izzet.
İslam’ı sadece dillerinde taşıyan, özüne dokunmaktan korkan, onu hayatının merkezine değil, propaganda malzemesine yerleştiren bir güruh çıktı ortaya.
Gerçi din pazarcıları tarih boyu hep olmuş olacakta.
İnsanlar bu din tüccarlarını tanımalı.
Dindar görünümlü tacirlerden uzak durmalı.
Camide vaaz verirken gözyaşı döken ama adalet koltuğuna oturduğunda zalimden yana saf tutanlar…
Halkın gözünde “dindar” görünmeye çalışan, perde arkasında her türlü kirli pazarlığın içinde olanlar…
Mazluma “sabret” derken, zalimin sofrasında kaşık sallayanlar…
Bugün İslam üzerinden getirim devşiren, dinin kutsallığını kendi çıkarı için kullanan bir kesim var.
Kur’an’dan uzak bir hayat sürüp, kelimeleriyle Kur’an’ı süsleyenler…
Peygamber ahlakını anlatıp, kendi ahlakını Batı’nın çürümüş değerlerinden devşirenler…
Ve ne acıdır ki bu kesim çoğaldı.
Makam sahibi oldular, mikrofonları kaptılar, ekranları doldurdular.
Adalet dediler, ama sadece kendi çıkarlarına hizmet edecek kadarıyla ilgilendiler.
Mazlumdan söz ettiler, ama mazlumun gözyaşı üzerinden güç kazandılar.
Sözüm ona “din bekçiliği” yapıyorlar.
Ama aslında dini içeriden çökertiyorlar.
Sadece inananları değil, inancı da istismar ediyorlar.
Dünü unutan, dün mazlumken bugün zalimleşen, dün dışlanan ama şimdi makamın sarhoşluğuyla halkı aşağılayan tipler türedi.
Zulüm yapıyorlar ama adalet diye sunuyorlar.
İftiraya ortak oluyorlar ama hakikat savunucusu rolüne bürünüyorlar.
Bu nasıl bir yüzsüzlük, bu nasıl bir çürüme?
Sözde dindarlar…
Sizi insanlık sınırına, vicdan terazisine, ahiret muhasebesine çağırıyorum.
Zulme sessiz kalan değil, zalime dur diyen olun.
Dine sığınarak kirli işlerinizi örtmeye çalışmayın.
Unutmayın…
Allah, her şeyi görendir.
Ve ümmet artık uyanıyor.
Artık yalanlarınıza karnı tok, dualarınıza değil amellerinize bakıyor.
Yarın tarih sizi yazacak.
Ama bu yazı övgüyle değil, utançla dolu olacak.
Maskeniz düşecek.
Ve sahte adamlığınız, bu milletin vicdanında yerle bir olacak.
Çünkü bu ümmet, sahte dindarların değil; hakiki müminlerin omuzlarında yükselecek.