Yeter!

Bu şehir sizin oyuncağınız değil!

Yıllardır aynı masallar, aynı vaatler, aynı yüzler…

Ama sonuç?

Koca bir hiç!

Kırşehir her geçen yıl eriyor, küçülüyor, göç veriyor, susturuluyor.

Çevre iller sanayi kurarken biz hâlâ “makam kavgası” veriyoruz.

Onlar yatırım alırken, bizde hâlâ “adam kayırma listeleri” hazırlanıyor.

Bu şehrin kaderi; birbirini çelmeleyen vizyonsuzların elinde,

Bu şehrin geleceği; çocuklarını işe sokmak dışında derdi olmayanların merhametine terk edilmiş durumda.

Kırşehir’i yönetenler bu şehri temsil edemiyor, edemedi!

İktidarından muhalefetine, bürokratından belediyecisine kadar herkes kendi derdinde!

Birinin derdi ihale, diğerinin derdi tayin…

Birinin hesabı gelecek seçim, diğerinin hesabı “yandaş nasıl zengin edilir?”

Halk mı?

Halk figüran.

Kırşehir halkı yıllardır susturulmuş, kandırılmış, kaderine razı edilmeye zorlanmış bir halk!

Yılların deneyimli siyasetçisi Süleyman Demirel bakın sözlerine.

“Kırşehir’in temsilcilerini erken toplantıya alalım.

Birbirlerini şikâyet ederler.

Oğlumu, kızımı işe al, tayin yaptır derler.

”Bu cümleyi gülerek dinlemiştik bir zamanlar…

Şimdi utanarak hatırlıyoruz.

Çünkü hâlâ aynı yerdeyiz!

Sözde yöneticiler, “Kırşehir için ne yapabiliriz?” sorusunun değil, “Kendimize ne kapabiliriz?” sorusunun peşinde koşuyor.

Yatırımcıyı kaçıran, Gençleri işsizlikle baş başa bırakan Üniversiteye rektör atarken torpil arayan, Belediyede liyakati çöpe atan, Mecliste Kırşehir’i değil kendi çıkarını savunan, Alt yapıyı tamamlayamayan, Köy yollarını bile hâlâ stabilize ile geçiştiren kim varsa…

Kusura bakmayın, artık bu şehir size dar gelecek.

Biz Kırşehir için hayal kurmuyoruz sadece.

Biz artık bu düzeni değiştirmeye kararlıyız.

Hayalimiz net: Fabrikaları tüten bir Kırşehir, Gençleri başka şehirlere göç etmeyen, hayvancığıyla Tarımıyla örnek gösterilen, sanayisi, iş potansiyeli olan gerçek bir şehir!

Ama bunun için önce şu soruyu soracağız: Bu şehirde kim ne yapmış?

Kim neyi engellemiş?

Kim sadece kendi cebini doldurmuş?

Ve hesap soracağız!

Artık bu şehir uyumayacak.

Artık halk, “böyle gelmiş böyle gider” yalanına kanmayacak!

Ya Kırşehir’in hakkını teslim edeceksiniz ya da bu halk sizi tarihin çöp sepetine gömecek!

Buradan açık çağrıdır:

Bu şehrin kaderiyle oynayan herkes; günü geldiğinde, halkın önünde hesap verecek!