Bu kültürün korunması ve gelecek nesillere aktarılması her zaman önemli konular arasında olmuştur. Bilindiği gibi, uzun yıllar boyunca Çar Rusyası’nın Hristiyanlaştırma politikası ve ardından Sovyet döneminde dinin eleştirilmesi ve dinsizliğin ideoloji olarak yayılması, bölgedeki dini eserlerin büyük zarar görmesine yol açmıştır. Ancak Azerbaycan, 20. yüzyılın 90’lı yıllarında bağımsızlığını kazandıktan sonra tarihi eserlerin korunmasının önemi ön plana çıkmıştır.
Elverişli coğrafi konumu ve büyüleyici doğasıyla Azerbaycan, her zaman farklı halkların yaşaması için ideal bir mekan olmuştur. Bu nedenle burada yerleşen insanlar, dini ibadetlerini rahatça yerine getirebilmek için çeşitli ibadet yerleri inşa etmiş ve inançlarını yaymışlardır. Atalarımızın bize miras bıraktığı bu ibadetgahlar, günümüzde de halk tarafından kutsal sayılmakta ve ziyaret edilmektedir.
Azerbaycan topraklarında meydana gelen çeşitli tarihi olaylar, burada farklı dinlerin var olmasına zemin hazırlamıştır. Kadim dönemlerden itibaren halk, tarihin farklı evrelerinde putperestlik, Zerdüştlük, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi dinlere tapmıştır. Bu dinlerin hem yayılması hem de birbirleri üzerinde karşılıklı etkiler göstermesi, kültürel bir ortamın oluşmasına sebep olmuştur.
Ancak 7. yüzyılda Azerbaycan topraklarının Araplar tarafından işgal edilmesi ve beraberlerinde getirdikleri İslam dini, burada hızla yayılmasına yol açmıştır. Bu süreç sonucunda Azerbaycan halkının büyük çoğunluğu İslam dinine mensup olmuş ve ülkede yeni dini gelenekler oluşmaya başlamıştır. 9. yüzyıldan itibaren İslam dini artık Azerbaycan halkı tarafından tamamen kabul edilmiş, sağlam bir inanç haline gelmiş ve sosyal yaşamın her alanına nüfuz etmiştir. Medreseler, camiler ve diğer dini merkezler bu dönemde hem eğitim hem de ibadet merkezleri olarak faaliyet göstermeye başlamıştır.
Buna rağmen, kadim dönemlerden kalan dini inançların etkisi hâlâ devam etmektedir. Bu nedenle bazı yerler halk arasında kutsal sayılmakta ve ziyaret edilmeye devam etmektedir. “Ziyaretgahlar” olarak adlandırılan bu mekanlar, çoğunlukla halk arasında saygı duyulan kişilerin evleri, durakladıkları noktalar veya geçtikleri yollar üzerine inşa edilmiştir. Bazen bu yerler, belirli olaylar, mucizeler veya kutsal kişilerle ilişkilendirilmiştir. Ziyaretgahlar, hem dini inancın hem de halkın kültürel ve tarihi hafızasının korunması açısından büyük öneme sahiptir.
Azerbaycan halkı büyük bir dini inanca sahip olduğundan, farklı dönemlerde çok sayıda evliya türbesi inşa etmiştir. Bu evliya türbesilər, sadece dini ayinlerin icrası için değil, aynı zamanda halkın sosyal ve kültürel yaşamında önemli bir rol oynamıştır. Evliya türbesilər yalnızca ibadet merkezleri değil, aynı zamanda insanların ahlaki ve manevi eğitimini güçlendiren, toplumun birliğini pekiştiren mekanlar olarak da işlev görmüştür.
Ali Taşi türbesi
Bu evliya türbeleri hem yerel halk tarafından hem de ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen insanlar tarafından ziyaret edilmektedir. Ziyaretçiler burada ibadet etmekle kalmayıp, aynı zamanda eski inançları, gelenek ve görenekleri ile folklor örneklerini de öğrenir ve halkın kültürü ile tarihine doğrudan dokunma imkânı bulurlar. Bu tür dini merkezler, bölgede sosyal ve kültürel hayatın şekillenmesinde ve yerel halkın milli-manevi değerlerinin korunmasında da önemli bir rol oynar.
Bu evliya türbeleri arasında özellikle imamlar ve diğer saygın dini şahsiyetlerle ilişkilendirilen ziyaretgahlar öne çıkmaktadır. Ülkemizde Ali kademgahları, imamzadeler, evliya ve seyid evliya türbesilərinin yanı sıra Hızır Hazretleri, Eshabi-Kehf ve Cərciz Peygamber ile ilişkilendirilen yerler, yüzyıllar boyunca korunmuş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Tarihin çeşitli sınavlarından geçmiş bu ibadetgahlar, günümüzde halkın dini inanç ve saygı gösterdiği önemli mekânlar arasında yer almaktadır.
Azerbaycan’ın farklı bölgelerinde olduğu gibi, Bakü ve çevresindeki köylerde de dini inanç gerekliliklerine uygun birçok ziyaretgah ve çeşitli dini mekânlar bulunmuştur. Özellikle Hz. Ali (a) ile ilişkilendirilen evliya türbesilər bu bağlamda özel bir yere sahiptir. Örneğin, “Ali Ayağı” olarak adlandırılan mescid-ziyaretgahı, Buzovna, Türkan, Zığ ve Nardaran köylerinde yer alan evliya türbesilər buna örnek gösterilebilir. Tahmin edilmektedir ki, bu ziyaretgahlar İslam öncesi var olan inanç mekânlarının üzerinde inşa edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde ise İslam dini, bu eski inanç mekânlarını Hz. Ali’nin adıyla ilişkilendirmiştir.
Ancak tarihi gerçek şudur ki, Hz. Ali (a) hiçbir zaman Azerbaycan topraklarında ve genel olarak Kafkasya bölgesinde bulunmamış ve onun buraya geldiğine dair tarihî kaynaklarda herhangi bir bilgi yer almamaktadır. Buna rağmen Azerbaycan halkı, İslam’ı kabul ettikten bu yana Hz. Ali’ye (a) sonsuz bir saygı ve sevgi göstermiştir. Bu nedenle ülkemizin farklı bölgelerinde, onun kendisine veya atına ait olduğu iddia edilen çok sayıda ziyaretgah ve evliya türbesi bulunmaktadır.
Bu yerlerden biri de “Yanardag” Devlet Tarih-Kültür ve Doğa Koruma Alanı’nın içinde yer alan, tarihî ve mimari bir yapı olarak kabul edilen ve Hz. Ali (a) adını taşıyan evliya türbesidir. Halk arasında Məmmədli (Məhəmmədi) köyünde bulunan bu evliya türbesi, “Ali Daşı Evliya türbesii” olmasa da, birçok kaynağa göre “Ali Ayağı” olarak anılmaktadır. Evliya türbesiin yer aldığı mimari yapı köyün kuzeyinde, A. Mustafayev Caddesi üzerinde bulunmakta olup XVI. yüzyıla tarihlenmektedir.
Evliya türbesiin “Ali Daşı” (veya “Ayağı”) olarak adlandırılması, halk arasında anlatılan rivayetlere dayanmaktadır. Bu rivayetlerden birine göre, Hz. Ali (a.s.) buradan geçerken öğle yemeği yemiş ve Allah’ın tüm canlılara rızık verdiğini açıklamıştır. Oradakilerden biri, “Hatta bu taşın içinde olsa bile mi?” diye sorar. Hz. Ali (a.s.) bunu onaylar ve taşın içinde bir kurtun yeşil yaprak yediğini göstererek söylediklerini gözle gösterir. O zamandan beri Abşeron halkı Ali Daşı Evliya türbesiini bereket ve kutsiyet kaynağı olarak görmüş ve ziyaret etmektedir.
“Ali Daşı” evliya türbesiinin binası kare şeklindedir ve kubbeyle örtülüdür. Toplam uzunluğu 720 cm, genişliği ise 320 cm’dir. Evliya türbesi iki odadan oluşmakta ve her odanın kendi girişi bulunmaktadır. Büyük odanın giriş kapısı üzerinde mavi renkle yazılmış bir kitabe yer almaktadır:
“Vakıin sahibi Bakılı Kasım Han’ın oğlu Hacı Ağabala.”
Tahmin edilmektedir ki, evliya türbesi yaptıran kişi adı geçen Hacı Ağabala’dır. Küçük odanın kubbeli tavanı bulunmakta olup içinde mezar yeri yoktur. Burada iki yarım küre şeklinde taş yer almakta ve ziyaretçiler bu taşların üzerinde mum yakmakta, adak ve niyazlarını sunmaktadır. Evliya türbesiin Hz. Ali adıyla ilişkilendirilmesi de bu taşlarla bağlantılıdır.
Ali Daşı Evliya türbesinin çevresinde aynı adlı bir mezarlık da bulunmaktadır. 2015 yılında Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü’nün Bakü-Abşeron arkeolojik ekspedisyonu tarafından evliya türbesidede ve mezarlıkta bilimsel araştırmalar yapılmıştır. Araştırmalar sırasında mezarlıkta 17 mezar, süslü sanduka ve çeşitli boyutlarda, çoğunlukla dik pozisyonda yerleştirilmiş yazılı mezar taşları tespit edilmiştir. Bu mezar taşları XVIII-XIX. yüzyıllara tarihlenmektedir.
Memmedli köyü sakinlerinin aktardığına göre, Bakü’nün tüm köylerinden insanlar bu evliya türbesileri ziyaret etmiş, yanlarında kurbanlar getirmiş ve adaklarını sunmuşlardır. Bugün de “Ali Daşı Evliya türbesii” köy halkı ve turistler tarafından büyük ilgi görmektedir.
Böylesi evliya türbesilərinin tarihi gerçekleri ortaya çıkarması ve tanıtılması, yalnızca milli kültürümüzün zenginliğini göstermekle kalmaz, aynı zamanda bölgenin tarihî ve kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından da son derece önemlidir. Tarihi evliya türbesilər hem mimari açıdan hem de dini, sosyal ve kültürel açıdan değerli mekanlardır. Bunların incelenmesi, zanaatkarlık üsluplarının, mimari unsurların ve dini ritüellerin tarih boyunca nasıl geliştiğini anlamaya olanak tanır. Bu da Azerbaycan mimarisi ve dini kültürünün zengin geleneklerini daha derinlemesine değerlendirme imkânı sağlar.
Dini mimari eserlerin, özellikle evliya türbesilərin araştırılması, bölgenin eski geleneklerinin ve etnik-kültürel çeşitliliğinin anlaşılmasına da katkı sunar. Bu eserler yalnızca ibadet yerleri olarak değil, aynı zamanda tarihî tanıklar, kültür ve sanat örnekleri olarak da değerlendirilebilir. Örneğin Ali Daşı Evliya türbesii gibi mekanlar, halkın inançlarını, efsanelerini ve dini inançlarını yaşatan kültürel kökleri yansıtır ve aynı zamanda günümüzde sosyal ve turizm açısından önemini artırır. Evliya türbesilərin korunması ve araştırılması, bölgede etnografik ve arkeolojik çalışmaların yürütülmesine de olanak sağlar ve milli mirasın korunmasına önemli katkıda bulunur.
Son olarak belirtmek gerekir ki, Azerbaycan’da her vatandaş ve ülkeye gelen her kişi, dini inançlarını özgürce yaşayabilir. Bu, yalnızca milli hoşgörünün bir göstergesi değil, aynı zamanda ülkenin uluslararası imajına olumlu katkı sağlayan önemli bir faktördür. Azerbaycan halkının tarih boyunca farklı dinler ve inançlar arasında barış ve iş birliği geleneğine sahip olması, ülkede dini turizmin gelişmesini teşvik etmektedir. Ziyaretçiler tarafından ziyaret edilen evliya türbesilər, hem mimari özellikleri hem de eski dini geleneklerin İslam ile sentezini yansıtan örnekler olarak dikkat çekmektedir.
Bu mekanlar aynı zamanda bölgede dini hoşgörünün ve çokkültürlü ortamın canlı bir göstergesi olarak işlev görür. İnsanlar evliya türbesilere sadece ibadet etmek için değil, aynı zamanda tarihi, kültürel ve sosyal değerleri öğrenmek, bölgenin eski geleneklerini yaşamak için gelirler. Bu da milli kültürümüzün tanıtılmasına ve korunmasına hizmet etmekle birlikte, ülkemizin turizm potansiyelini artırır ve gelecek nesillere zengin bir kültürel mirasın aktarılmasını sağlar.