Ahilik Haftası Kutlu Olsun…

22-28 Eylül tarihleri arasında Kırşehir’de 38.’si düzenlenecek olan Ahilik Haftası yine şehrimize ayrı bir hava katacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da ahi kültürünü, yardımlaşmayı, dayanışmayı ve kardeşliği hep birlikte anacağız, yaşayacağız.

Ahilik sadece geçmişin bir mirası değil; bugünün de bize yol gösteren bir değeri. Bugün esnafımıza, işçimize, çiftçimize, öğrencimize, memurumuza, kısacası hepimize lazım olan şey “Ahi ahlakı”. Çünkü ahi ahlakı; insanın yalnızca cebini değil, gönlünü de zenginleştiren bir anlayış.
Komşusunu gözeten, kazancında helali gözeten, işini ehliyle yapan, paylaşmayı bilen insan olma kültürü… Yani bir başkasının derdiyle dertlenmek, ihtiyacı olanı görmezden gelmemek, elindekini paylaşabilmek. Ahi ahlakı, sadece dükkân açıp iş yapmak değil; adaletli olmak, kul hakkı yememek, “ben kazandım” derken “öteki kaybetmesin” diyebilmektir.
Bugün sokaklarımızda, işyerlerimizde, okullarımızda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey işte bu ruh. Çünkü ne kadar teknoloji gelişirse gelişsin, insanı insan yapan; dürüstlüğü, vefayı, kardeşliği yaşatabilmektir. Ahilik de tam da bunu öğütlüyor bize: Paylaşınca çoğalırız, el ele verirsek güçleniriz, helalinden kazanırsak bereket buluruz.
Temennimiz şu ki; bu hafta sadece törenlerle, kutlamalarla sınırlı kalmasın. Ahiliğin özü olan doğruluk, dürüstlük, paylaşma ve kardeşlik ruhu, hayatımızın her alanına daha çok yansısın. Bu anlayış, sadece esnafa değil; ailede, okulda, iş yerinde, hatta komşuluk ilişkilerinde de kendini göstersin.
Esnafımız siftah yapınca diğerine müşteri gönderecek kadar gönlü geniş olsun. İşveren işçisine hakkını helalinden, alın terinin karşılığını zamanında versin. İşçi de işini özveriyle, hakkını vererek yapsın. Çiftçimiz emeğini toprağa sevgiyle katsın, öğrencimiz dersine gayretle sarılsın, memurumuz halka hizmeti bir görev değil, gönül işi bilsin.
Ahilik anlayışı, insanın önce kendine sonra topluma faydalı olmasını öğütler. Eğer bizler bu ruhu yeniden diriltebilirsek; adaletsizlik yerini hakkaniyete, bencillik yerini paylaşmaya, umutsuzluk yerini güvene bırakır. İşte o zaman Ahilik Haftası sadece bir hatırlatma değil, gerçek bir yaşam biçimine dönüşür.
Kırşehir’in bu güzel mirası sadece bir haftaya sıkışmasın; yılın her günü kalbimizde, işimizde, ilişkilerimizde canlı kalsın. Çünkü birlik olmadan dirlik olmaz; dirlik olmadan da bereket olmaz. Ahilik bize tam da bunu hatırlatıyor. Ahilik, yalnızca geçmişin hikâyesi değil; bugünün ve yarının da anahtarıdır. Eğer bizler bu mirası sadece törenlerde değil, hayatın içinde yaşatabilirsek; dükkânlarımızda samimiyet, sofralarımızda bereket, sokaklarımızda huzur eksik olmaz.
Unutmayalım ki ahilik, “ben” diyenin değil, “biz” diyenin yoludur. Birlik oldukça güçlenir, paylaşınca çoğalır, yaşadıkça değer kazanır.
Önerim; özellikle gençlerimize bu kültür daha fazla anlatılsın, sadece anlatılmakla da kalmasın, yaşatılarak öğretilsin. Ahiliğin öğrettiği doğruluk, dürüstlük, paylaşma ve kardeşlik ruhu gençlerimizin gönlüne işlenirse; onlar sadece iyi birer meslek sahibi değil, aynı zamanda erdemli birer insan olurlar.
Bu değerler sadece törenlerde değil; okullarda derslerde, aile içinde sohbetlerde, mahalle hayatında, kısacası yaşamın her alanında yer bulmalı. Çünkü gençler, gördüğünü yaşayarak öğrenir. Eğer biz onlara bu kültürü örnek olursak, onlar da geleceğe bu mirası taşır.
Unutmayalım ki yarını inşa edecek olan gençlerdir. Ahilik ruhunu taşıyan bir gençlik, sadece mesleğinde başarılı olmakla kalmaz; adil, merhametli, paylaşımcı ve dürüst bir toplumun temellerini de atar. Yani geleceğimizin sağlamlığı, bugünden gençlerimize vereceğimiz bu kültürle doğrudan bağlantılıdır.
Allah birlik ve beraberliğimizi daim etsin. Nice Ahilik Haftalarına…