Ahlakın kayıp olduğu, adaletin sünem altı yapıldığı, haksızlığın, yolsuzluğun, yoksulluğun, adam kayırmanın tavan yaptığı ülkede.

Mahalli seçimler siyasetin kirli yüzünü sandığa gömdü.
Her ne derseniz deyiniz suçlu aramayınız.
Önce sandığa bir bakınız sonra halka kulak veriniz.
Seçmen artık dur diyor.
Meydanlarda söylemediğini sandıkta söylüyor.
Yirmi yıldır iktidara Recep Tayip Erdoğan’a oy verdik, birinci parti yaptık fakat sen bize dönmedin.
Etrafını örenlerden halkın ne istediğini görmedin.
Sana yakın durup her sözüne evet diyenler halkın içinde gelen sesleri sana aktarmadılar.
Seslerini iktidara duyurmayan kirlenmiş siyasetçileri halk sandıkta gösterdi.
Siyasette kirlenme normal hale gelince kimsenin kimseye söyleyecek sözü kalmıyor.
Söz söylense de inandırıcı olmuyor!
İktidarın yolsuzluk, yoksulluk, haksızlık ve yasaklar konusunda sözü bitti.
Halk, yerel seçimlerde cezayı kesti ve iktidara sarı kartı gösterdi.       
Lakin CHP’de sudan çıkmış ak kaşık değil.
İktidardan bıkan ve cezalandırmak isteyen halk; muhalefetin en güçlü partisi CHP’ye yöneldi ve emaneten oy verdi.
Belediyelerde var olan usulsüzlüklere ilaveten, kirlenme başlar; fırsat kollayan ve bukalemun gibi her rengi alan aç kurtlar, akçeli işlere saldırırsa, genel seçimlerde CHP’nin başına da aynı hezimet gelir.
Halk verdiği yetkiyi tekrar sandıkta alır.
Halka rağmen ben bilirim diyenleri nasıl sandıkta bıraktıysa.
Seçim yenilgisi üzerine iktidar da kaybeden bazı muhalefet partileri de seçimin analizini ve değerlendirmesini mutlaka yapacaktır.
Seçilmiş vekil ve İl, ilçe teşkilatları seçim kaybının aktörleri değil mi?
Önemli olan rasyonel analizler yapmaktır.
Herkesin birbirini suçladığı, yapılan hata ve yanlışların sahibinin olmadığı tartışmalar ve kararlar netice vermez.
Nasreddin Hoca’nın meşhur fıkrası vardır:
“Hocanın eşeği çalınır.
Teselli aradığı komşularından biri;
 “Ah be hocam, ahıra kapı yaptırsaydın ya!
” Diğeri; “Böyle uyku olur mu?
Hiç tıkırtı duymadın mı?
Bir başkası; ayaklarını bağlasaydın” diye akıl verir.
Hoca dayanamaz, bağırır:
“Yahu kabahatin hepsi benim mi?
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Eşeği çalan hırsız yakalanır.
Kadı’nın huzuruna çıkarılır.
Sorulur:
“Neden çaldın?”
“Kapıyı açık bırakan ev sahibinin hiç mi suçu yok?”
Ahlakın kayıp olduğu, adaletin sünem altı yapıldığı, haksızlığın, yolsuzluğun, yoksulluğun, adam kayırmanın tavan yaptığı ülkede.
Bizde ne çok şey istiyoruz.
Ülkede de siyaset kirlide seçmenlerin hiç mi suçu yok.
Bugün siyasetin göbeğinde kuran okuyan içeriğinde yaşamayan, namaz kılan kötülüklerden alıkoymayan, umre, hac ibadetlerini seyyah olarak yapanlar?
Siyasetin kirliğini göstermiyor mu?