İstişare olmazsa ben bilirim olursa kimseye suç bulup kimseyi suçlayamazsın.
Bu günde sözlerimize hikâyelerle başlayalım ne dersiniz.
Hep hikayeler olmuş yada olması mümkün olayları anlatır.
Bunları kafamıza iyi yerleşip ibret almamız gereken dersler vardır iyi dinleyip iyi anlamak ve çok güzel analiz etmemiz gerekmez mi?
Hep anlatılır ve Nasrettin hoca ne demiş kulak verelim ben Nasrettin hoca hikâyesi olarak bilirim siz kimin dersiniz bilmem.
Nasrettin hoca bir gün evini tamir edecek olur ve derki sakın uçma bana haber ver seni tamir edeyim der.
Bu sefer diğer bir köşeden çatlak verir.
Hoca Nasrettin oraya bir parça çamur sürer kapatır.
Ertesi günü bir yer daha çatlar orayı da bir çamur parçası ile kapatır. Velhasıl her gün bir yer çatlar hoca efendi bir çamur parçası ile orayı da kapatır.
Hikâye bu ya her çatlayan yere bir parça çamur sürer çatlaklar kapatılır.
En sonunda ev gümbeden gider. Nasrettin hoca eve der ki ben sana demedim mi uçmadan bana haber ver sana güzel bir bakım yapayım.
Ev dile gelir ve derki ben sana ağzımı açtım haber verdim bir parça çamurla kapattın, gözümü açtım bir parça çamurla kapattın, neremi açtımsa bir parça çamurla kapattın nefes alacak yerim kalmadı bende yerle bir olup uçtum der.
Bizim bu gibi hikâyelere Türkçemizde fabl denir. Cansız varlıkları canlı gibi konuşturmayı.
Yine eski insanlarımız büyüklerimiz o geri kafalı dediğimiz bir nesil anlatır.
Dünya iki öküzün boynundadır öküz ara sıra bir kıpırdar her yerde deprem olur yerle bir olur.
Ve nitekim bu gün hikayeler bize hep anlatıldı yok emeklilere dedik yok ekonomi dedik.
Bu sesi emekli dediğimiz kesim ekonomi dediğimiz toplum dile getirdi ve cevabını verdi.
Artık ben bilirim değil.
Ben ne dersem o olur değil biz biliriz ve görüyoruz dönemi başladı Halk ise dersine çok iyi çalışmış dersini iyi ezberlemiş cevabını verdi bilmem ders alınır geriye dönüş nasıl olur.
Ekonomide benim halkada benim.
Bağırdık çağırdık sesimizi kimse duymadı dediler.
Yine şair:
Dur yolcu!
Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Ne güzel dile getirmiştir dizelerindeki hiç kulak verip de dinledik mi, kulak verdik mi iyi dinleyip iyi analiz etmek gerekmez mi?
Ben bilirim değil biz biliriz sessiz halka çok iyi kulak verip onları çok daha güzel dinleyip hareketlerin ve ona göre yapılması gerekmez mi?
Teşkilatlar niye var niye oluşturulur. Teşkilatlar dinlenilip istişare edilmesi gereken bir oluşum değilse nede oluşturulur bunların kulak ardı edilmesi artık görülmeli teşkilatlar baştan sona gözden geçirilmeli ben bilirim ben her şeyin en iyisini yaparım denmemeli.
Teşkilatlarda sen ben bilirim değil biz biliriz hep beraber biliriz olsa durum daha da farklı olurdu.
Teşkilat çalışır ve hem de danışır istişare eder.
İstişare olmazsa ben bilirim olursa kimseye suç bulup kimseyi suçlayamazsın. Bütün il teşkilatları gözden geçirilip ekmeği ekmek pişirecek ustaya, ustada kalfalarını iyi idare ederse her şey daha güzel olurdu.
Biz neler görmedik ki dere geçerken at değiştirmeler, enecilik, biz buralara nerden başlayıp nasıl geldik.
Muhasebe işinin çok iyi yapılması gerekir.
Hiç kimse başka birinde hata aramasın herkes tabiri caiz ise kafasını iki elinin arasına alıp güzel güzel okşasın.
Ne kazanan sevinsin nede kaybeden üzülsün halka seslenişler yerinde olsun.
Hani biz de bir söz var ya” öfkeyle kalkan zararla oturur.
Oylar çoğu zaman öfke ile kullanıldı.
İnşallah iyi olur.
Sağlıcakla kalın esen olun.